Merhamet gönülden çıkınca

İnsanın gönlü daralınca dünya başına yıkılır. Bu acı çekmenin bir sonucudur. Gönlün daralması, sıkışması, yorulması acı ile ilgilidir. Acı, ruhun acı duyması çekmesidir bu.

Emine Şenyar adında bir kadın meclisin taş basamaklarına başını koymuş üstüne bir örtü çekmiş yatıyor. Ailesi katledilmiş. Yanı başında duvara yaslanan “adalet” yazısı duruyor. Bir de bir su var sadece yanında. Adaleti arıyor, eğer bulabilecekse. O taş duvarlar sesini belki duyar da merhamete gelir de bir kıpırdanış olur da birilerini belki etkiler.

Binanın girişinde halılar var. Az ötede biri ayakta bekliyor, bir görevli mi, polis mi belli olmuyor. Milletin temsilcileri oradan geçip gidecekler. Ayakları toza toprağa bulanmasın diye renkli sergilerden geçecekler. Kulislerde dedikodu yapacaklar, birbirleriyle şakalaşıp gülecekler. Sonra bir kahve faslı, sonra mükellef bir yemek saati gelecek. Oturum saatine yakın kendilerine bir çeki düzen verecekler. Öksürüp boğazlarını temizleyecekler. Sıraları gelmişse eğer karşılıklı bağrışıp duracaklar. Yeri gelince yumruk sallayan badigard milletvekilleri türeyecek bir hamlede bulunacak ve saldıracak, gerekirse bir yumrukla adamın, yani hasmın birini yere yatıracak. Ayakları toplara vurmaktan başka hiçbir şeyi bilmeyen…

Bir kadın kendinden emin, mikrofonun başında gözleri pörtleyecek........

© Milli Gazete