İslâm ancak kendisiyle tanımlanabilir

İnsanlık tarihinde bir peygamberler medeniyeti var. Bu esastır, hakikattir, tek gerçektir. Diğerleri de kendileri açısından birer gerçektirler. Her peygamber, hakikatin sözcüsü ve elçisidir. Bütün peygamberler aynı inancı ve düşünceyi temsil ederler. İnsanlığa çağrıda bulunurlar. Uyarıcı ve hatırlatıcılardırlar.

İnsanlığın sapması, kendine göre bir yol tutturması da insanlığın gerçeğidir. Onlar da kendi gerçeklikleri içinde kendilerini tanımlamaya çalışırlar. Peygamberler medeniyetinden uzaklaşıldıkça sapmalar olur, artık o esastan uzaklaşmış olurlar.

Hıristiyanlık inancında henüz doğan çocukların şarap ile vaftiz edilmeleri bir sapmadır. İnsanı putlaştırma, tanrı yerine koyma, tanrı diye tanımlama gibi inanışlar da sapmadır. Hazreti İsa’dan sonra kendilerine göre inanışlar oluşturmalarıdır. Zaten İnciller söz konusu olunca, tek kitap ve inanıştan söz edilemez. Yahudilerin inancında üstün ırk salt kendileridir. Kendileri dışındakiler ise aynı konumda düşünülemezler. İnsanların ırk ve renk tanımlamaları, ayrıştırılmaları sapmadır. Günümüzde Filistin’de yaşananlar somut durumlardır. Bu, bir savaştan çok bir halkın, bir ırkın veya bir dine mensup olanların ortadan kaldırılması, soylarının kurutulmasıdır. Bunun başka bir izahı olamaz.

Verdiğimiz örnekler........

© Milli Gazete