Ey hakikatin gönül erleri I

Seslenişim, umudun tazelenişi yolun var olduğunu, bitmediğini her yol erinin görevinin olduğunu bir anımsatması içindir. Her yol eri için görevlendiği bir sorumluluğudur. Bu zaman bizim yani sizin zamanınız. Bugün biz varız, yarın ise başka yol erleri olacak, geçmişte olduğu gibi. Bu zamanın zorlukları ve karmaşası var. Geçmişte de başka düzlemde vardı. Hayatın ve yaşanmışlıkların, yaşanacakların iniş ve çıkışlarının olması doğal. Hiçbir yol zahmetsiz ve çilesiz yürünmez. Gözümüzü korkutan birçok neden ve gerekçe bulunuyor. Bunların aşılması, çile çekmeye razı olanlar için bahane değil.

Bu yol gönül ve aşk, tutku ve sevda yoludur. Sen de zorlukları, çileyi ve ezayı göze alarak yola düş. Gözlerin korkmasın, bil ki yürüdükçe ve yol aldıkça bir yere vardığını göreceksin, bu da seni mutlu edecek, huzurlu olacaksın. Yol boyunca güzellik ve iyilik tohumları saç, toprağa döşe. Zamanla gül ve çiçeklerden yeşilliklerden tarhların oluştuğunu göreceksin. Beklemenin ve durmanın zamanı değil. Yapacağın çok işin var. Zaman zaman yapıp ettiklerini besleyeceksin. Yol yürümek, ardına bakmadan tam anlamıyla geçip gitme değildir. Eylem halin oldukça durmuyorsun demektir. Gül bahçen oluştukça şenlik ve şölen oluşacak. Bülbüller, sair kuşlar ötüşecek, arılar vızıldayacak........

© Milli Gazete