Soğuk Rekabet Çağında Türkiye
Dünya yeniden bir kırılma eşiğinde. Liberal düzenin 1990’lardan bu yana taşıdığı “barış, serbest ticaret ve küreselleşme” vaadi artık inandırıcılığını yitirmiş durumda. Dünyanın dört bir yanında savaşlar patlak verirken, diplomasinin dili kısalıyor, askeri bütçelerin sıfırları uzuyor.
Ukrayna’dan Gazze’ye, Kafkasya’dan Keşmir’e kadar dünya haritası, yeniden çatışmaların renkleriyle boyanıyor. 20. Yüzyılın Soğuk Savaş’ı ideolojik bir rekabetti; 21. Yüzyılın “soğuk rekabeti” ise çıkar, teknoloji ve hayatta kalma üzerine kurulu.
Liberal Düşüncenin Gerileyişi
Bir zamanlar dünya siyasetinin ana ekseni olan liberal değerler –demokrasi, serbest Pazar, çok taraflı işbirliği– artık sorgulanıyor. Küresel kurumlar zayıflarken, uluslararası hukuk kararlarının caydırıcılığı azalıyor. Devletler, ortak normlara değil çıkar temelli ittifaklara yaslanıyor.
Birleşmiş Milletler kararları etkisiz, Dünya Ticaret Örgütü neredeyse işlevsiz. Avrupa Birliği bile stratejik özerklik arayışına girdi. ABD, müttefikleriyle bile “maliyet paylaşımı”nı konuşuyor. Çin, alternatif bir ekonomik düzen kuruyor. Yani küresel sistem, bir “düzen” değil artık, düzensizlikler dengesi hâline geldi.
Savaşlar Yeni Normal Oldu
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı 2022’de başladığında birçokları bunun istisna olduğunu düşündü. Oysa üç yıl içinde bölgesel savaşlar zinciri oluştu:
İran ile İsrail arasındaki doğrudan ve dolaylı çatışmalar, Orta Doğu’nun güvenlik mimarisini........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein