Jeopolitik Gerilimlerin Gölgesinde Enerji Krizi
Küresel enerji piyasaları, jeopolitik fırtınaların gölgesinde sarsılıyor. Brent petrol 67,75 dolara gerilese de, Rusya-Ukrayna savaşı, Kızıldeniz’deki Husi saldırıları ve ABD’nin Hindistan’a yönelik olası yaptırımları fiyat dalgalanmalarını körüklüyor. Avrupa’nın gaz stokları doluluğa ulaşsa da, Rusya’nın ihracatı azalttığı için LNG talebi artıyor; Çin’in ekonomik toparlanması bu talebi yukarı çekti. Türkiye, enerji ihtiyacının u’ini ithal eden bir ülke olarak bu kaostan doğrudan etkileniyor. 2024’te enerji ithalat faturası 70 milyar dolara yaklaşırken, 2025’in ilk yarısında %8 artarak 35 milyar doları buldu. Peki, Türkiye son yıllarda attığı adımlarla bu kırılganlığı ne kadar azalttı? 2030 ve 2053 enerji hedeflerinde nerede? Rakipleriyle yarışta nasıl bir konumda? IEA, Ember ve TÜİK verileriyle bu sorulara yanıt arayalım.
Küresel Enerji Sahnesi ve Jeopolitik Riskler
Rusya-Ukrayna savaşı, 2022’den beri enerji piyasalarını altüst etti. IEA’ya göre, Rusya’nın Avrupa’ya gaz ihracatını kesmesi, 2023’te fiyatları tarihi seviyelere taşıdı; 2025’te LNG ithalatı @ arttı. OPEC üretim artırırken, ABD’nin yeni LNG terminalleri arzı dengelemeye çalışıyor. Ancak Ember’in 2025 raporuna göre, fosil yakıt talebi 2030’da zirve yapacak; yenilenebilir kaynaklar aynı yıl kömürü geçerek en büyük enerji kaynağı olacak. Ortadoğu’da Husi saldırıları, Kızıldeniz ticaretinin ’sini tehdit ederek petrol fiyatlarında %5-10 dalgalanma yarattı. Çin’in LNG talebindeki artış, küresel rekabeti kızıştırıyor.
Türkiye için bu tablo, hem risk hem fırsat. Enerji ihtiyacının u’i ithal: doğalgazın ’u, petrolün ’ı dışarıdan. TÜİK verileri, jeopolitik risklerin 2025 enflasyonunu %2-3 artırabileceğini öngörüyor. Enerji güvenliği, bu nedenle........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein