Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (194) |
Fransız muharriri Saint-Exupéry’nin bütün dünyâda baskı rekorları kıran Le Petit Prince (Küçük Prens) romanının 1943’te Nevyork’taki ilk baskısı (https://www.livres-anciens-neufs.com/; 21.9.2025) ve Kemalist Kıyâfet İnk̆ilâbı zihniyetiyle ince ince alay ettiği sayfalardaki resimler… (Müellif, bu pasajda, sâdece Kemalistleri değil, dünyânın her tarafında onlar gibi düşünenleri de iğneliyor…)
***
Küçük Prens romanında Kemalist Kıyâfet İnk̆ilâbı
20. asrın en gözde Fransız muharrirlerinden Saint-Exupéry’nin –dünyânın pek çok diliyle berâber Türkçeye de müteaddid def’alar tercüme edilmiş- o pek sevimli Le Petit Prince (Küçük Prens) romanında, zarîf bir üslûbla bu zihniyetle alay eden ve bizdeki tercümelerde çok kerre sansür veyâ tahrîf edilen bir pasaj mevcûddur. Burada kitabdaki orijinal̃ resimleriyle berâber görülen bu pasajın bizim kalemimizden tercümesi, şu şekildedir:
“Küçük Prens’in B 612 adlı yıldızımsıdan geldiğine dâir elimde ciddî delîller var. Bu yıldızımsı, bir Türk astronomu tarafından, 1909 yılında, sâdece bir def’a gözlenmiştir. (J’ai de sérieuses raisons de croire que la planète d’où venait le petit prince est l’astéroïde B 612. Cet astéroïde n’a été aperçu qu’une fois au télescope, en 1909, par un astronome turc.)
“Bu Türk astronomu, o zamân, bir Beynelmilel Astronomi Kongresinde keşfini isbât etmiye çalışmış, fakat üzerindeki millî kıyâfet yüzünden hiç kimseyi buna inandıramamıştı. Büyükler böyledir işte! (Il avait fait alors une grande démonstration de sa découverte à un congrès International d’astronomie. Mais personne ne l’avait cru à cause de son costume. Les grandes personnes sont comme ça.)
“Neyse ki sonradan B 612 adlı yıldızımsının şöhretini kurtaran bir gelişme olmuş, bir Türk diktatörü, halkına, aksine davrananların îdâmla cezâlandırılacağını îlân ederek, Avrupaî kıyâfeti kabûl ettirivermişti. (Heureusement pour la réputation de l’astéroïde B 612, un dictateur turc imposa à son peuple, sous peine de mort, de s’habiller à l’européenne.)
“Bunun üzerine, Türk astronomu, 1920 yılında, zarîf bir kıyâfet içinde tekrâr keşfinin isbâtına girişmiş ve bu sefer herkes onunla aynı fikirde olmuştu. (L’astronome refit sa démonstration en 1920, dans un habit très élégant. Et cette fois-ci tout le monde fut de son avis.) (Saint-Exupéry, Le Petit Prince, Paris: Gallimard, 1995, IV/19) (Bu mevzûda tafsîlât şu makâlemizdedir: “Şahısperest Zihniyet, Küçük Prens’e Dahi Tahammül Edemedi!”, Derin Tarih, Şubat 2015, sayı 35, ss. 92-97)
İşte Müsbet İlmin ancak kabuğunda kalmış bu sığ zihniyet, 1930’larda, târîhî Türk kıyâfetine “Ümmet kıyâfeti, irticâî kıyâfet” damgasını basmış, başörtüsü takmayı “mürtecilik” saymış, Frenk kıyâfetini ise “medenî kıyâfet”, o kıyâfetin bir parçası olan açık saçıklığı ve daha binbir menhiyâtı “medenîlik” ve........