Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (187)

Soyak’ın dîğer bir kuyruklu yalanı ise, Hind Müslümanlarının pek büyük yardım meblâğını, onun “şahsına” göndermiş olmalarıdır… Bunu öyle bir edâyla söylüyor ki sanki kendileri sefâlet içinde sürünen ve yarı aç, yarı tok yaşıyan o garîbân Hind Müslümanları, emsâli zor görülür bir fedâk̃ârlıkla topladıkları bu meblâğı, Mustafa Kemâl’e, “başlattığı mücâdeleyi” takdîren bir mükâfât, bir hediye olarak göndermişler! (Nitekim fanatik Kemalist İnternet Sitesi isteataturk.com da bu iddiâdadır: “Hindistan Müslümanlarının Gazi Mustafa Kemal’e hediye ettikleri 600 bin altın lira”… -https://isteataturk.com/g/icerik/Turkiye-Is-Bankasi/733; 25.9.2018-) Soyak’ın, “açtığı çetin mücadeleye yardım maksadıyla Hindistan’dan şahsına…” ifâdesiyle söze başlaması, vâkıaya bu havayı vermek içindir. “Şahsına” tâbiriyle bir kelime oyunu yaparak bu lâfzı, “şahsı için” der gibi kullanıyor… Hind Müslümanları, yardımlarını, o zamân Müslümanların affedilmez bir gafletle Millî Mücâdeleye Başkumandan tâyîn ettikleri “şahsa” değil de kime emânet edeceklerdi? Herhâlde o zâttan beklenen, Hind Müslümanlarının, kendisine, Dîn kardeşlerinin Anadolu cephesinde verdikleri “Millî İstiklâl Mücâdelesi”nde ihtiyâc mahâllerine harcanmak üzere gönderdikleri külliyetli meblâğı Hazîne’ye devretmesi veyâ TBMM’nin tâyîn edeceği şartlarda bu meblâğı İstiklâl Harbinin finansmanı için kullanmasıydı… Ne kadar şâyân-ı hayret, ne kadar esef edilecek bir hâldir ki insanlarımızın beşikden mezâra kadar beyinlerini yıkıyarak âdetâ idrâklerini dumûra uğratan gözbağcılık ustası Kemalist Propaganda, onları bu bedîhî hakîkati dahi idrâk edemiyecek hâle getirmiştir!

Soyak’ın beyânından da, Başkumandanın, Hind Müslümanlarının mâlî yardımını bütünüyle kendi mâmelekine dâhil ettiği anlaşılıyor. O derecede ki bu meblâğdan Hük̃ûmete l̃utfen borç veriyor ve Hük̃ûmet, Başkumandanın bu l̃utfu sâyesinde “Yunanlıların kaçarken yakıp yıktıkları savaş alanında aç ve açıkta kalan zavallılara yardım” ediyor… Para tamâmen kendisine âid olduğu için de, İcrâ Vekîlleri Hey’eti, “Zaferden sonra, 380 küsûr bin liralık” borcu sâhibine iâde ediyor…

İş Bankasının müessis sermâyedârı

Sene 1924: Sâdece Türkiye Müslümanlarının değil, neredeyse bütün Dünyâ Müslümanlarının desteği, büyük ferâgat, fedâk̃ârlık, azim ve kahramanlığı sâyesinde artık askerî zafer kazanılmış, Siyonist Emperyalizminin başlıca müttefîk̆lerinden İngiltere ile Fransa’nın maşa olarak kullanmak sûretiyle üzerimize vahşîce saldırttıkları Yunan Ordusu ve yerli Rum işbirlikcileri mağl̃ûb olmuş, Türklere Anadolu ve Rumeli’ni vatan yapmış Osmanlı Hâkanları kovulmuş, “Tek Adam” ik̆tidârın dizginlerini eline geçirmiştir ve Rejimin Sâhibinin tasarrufunda, -Soyak’ın beyânına göre- beş-altı yüz bin liralık bir nak̆id bulunmaktadır. (Aslında, Hind Müslümanlarından gelen yardım mebl̃ağı, biraz aşağıda dökümünü vereceğimiz vechiyle, çok daha fazladır. Bâzı araştırmacıların tesbîtine nazaran, Hind Müslümanlarının yardımlarına dünyânın başka mıntıkalarından Müslümanların –yine Başkumandanın “şahsına”- gönderdikleri nakdî yardımların yekûnu, bir milyon TL’yi aşmaktaydı…)

Şimdi bu büyük sermâyeyi ne yapacaktır? Âile an’anesi ve içinde yetiştiği şehir ona yol gösterecek, tipik bir Selânikli........

© Milat