Çin’in Yükselişi!

Çin’in, Doğu Türkistan’da soydaşımız, dindaşımız mazlum Uygur Türklerine uyguladığı zulüm ve soykırım üzerine defalarca yazdık, yazmaya devam ediyoruz. Bu sefer daha genel noktadan ele almak istedim Çin meselesini.

Özellikle son dönemde kalabalıkların rağbet ettiği araba çılgınlığı üzerinden Çin’in servis ettiği teknolojik aletler, mimari ve tarımda geliştirdiği yöntemlerden bahisle sosyal medya araçları başta olmak üzere birçok platformda Çin güzellemesi yapılmakta.

ABD karşısında yükselişe geçen ve bazılarınca Amerika karşıtlığı üzerinden sempati oluşturulmak istenen Çin, diktatörlükle yönetilen zalim emperyalist bir ülkedir.

Çin, bir dönem yumuşak karnı olan nüfus fazlalığını, siyasi, askeri ve ekonomik olarak güçlendikçe üstünlüğe çevirdi. Demokrasi, serbest piyasa ekonomisi, insan hakları, azınlıkların durumu, işçi hakları, sosyal devlet, inanç özgürlüğü, hukuk, basın, düşünce ve ifade özgürlüğü, mülkiyet edinme veya açık toplum klişelerinin hiçbirisi Çin için geçerli değil. Batının kontrol aracı olarak kullandığı hiçbir argümanı umursamadı Çin. Mağlup Doğu’nun taleplerini ise duymadı bile…

Çin, emperyalizmin yeni versiyonunu mevcut çağa uydurup tatbik ederek adeta bir sömürü krallığı oluşturdu. Ve bu yöntemi kontrol edebilecek, sorgulayabilecek, denetleyip raporlayabilecek hiçbir güç ve kurum çıkmadı.

“Uzak Doğu’nun” gözden uzak kalmışlığını fırsata çevirip, uzun yıllar AB-D emperyalizmiyle doğrudan çatışmaya girmeden ve Batının sömürü çarkına dokunmuyormuş gibi bir pozisyon çizerek yol aldı, güçlendi, dünyanın geri kalanının kabusu olacak bir heyulaya dönüştü.

Üretim ve ele geçirdiği pazarlar üzerinden yaptı bunu. Evet Çin’in bu günkü güce........

© Milat