menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Kamuda tasarruf paketi üzerine!

120 12
14.05.2024

“Tasarruf Tedbirleri” demişken… Belediyeler kapatılsa ne olur?

Ak Partili vekillerden biri, “Serdar Abi” dedi;

“Bir keresinde, ‘Belediyeler kapatılsa ne olur?’ diye sormuştun ya…

Bence kapatılsa, memleket ekonomisi de, siyaseti de ferahlar!”

Bugünkü gazetelerin birinci sayfalarını Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in açıkladığı “kamuda tasarruf paketi” süslüyor.

Şöyle bir baktık; öne çıkan maddelerin ilk üçünde “araç” meselesi var;

Araç kiralama, satın alma, kullanma, personel servisi…

Sonrasında, kamunun bina alım, yapım, kiralama işleri…

Sosyal tesislerden tasarruf…

Personelden tasarruf; kamudaki yönetim kurulu üyelerinin ücretlerine “TAVAN SINIR” getirilmesi…

Üç yıllık bir takvim öngörülmüş.

Yani, 2027 yazına kadar bir süreç.

Ondan sonra seçim konuşuruz büyük ihtimalle.

Tasarruf tedbirleri ve diğer tedbirler işe yararsa, enflasyon düşer, sokaktaki “alt-alt orta gelir grubu” vatandaşın ekonomisi biraz rahatlar…

Bu da seçim sonuçlarına yansır…

Yerel seçimdeki “hane halkı ekonomisi”nin sonuçlara etkisi, tam terse döner.

Kaybeden kazanır, kazanan kaybeder.

Bu tasarruf tedbirlerinden ne kadar tasarruf edilir bilemem de, atılan adımın “psikolojik etkisi”nin olması beklenir.

Yani…

Sokaktaki vatandaşa “kemer sıkınız”, kamu kaynaklarını kullananlara ise “rahat takılınız” durumu olmazsa, sokak motivasyonu bir ölçüde sağlanır.

GEÇMİŞTEN BUGÜNE TASARRUF TEDBİRLERİ

Türkiye, tasarruf tedbirleri kavramı ile zaman zaman karşılaştı.

Özellikle Ak Parti İktidarı’nın ilk günlerinde, bu konuda çok büyük vaatlerde bulunuldu, ciddi adımlar da atıldı gibi…

En azından, Oran’daki vekil lojmanları boşaltıldı…

Kamudaki “sosyal tesis” konforunun iyice kısıtlanacağına dair güzel ifadeler kullanıldı.

Sonrasında bu işler epeyce unutuldu; “Harca Türkiye”, manşetlere çıkan çağrı oldu.

O zamanlar bizim gibi ülkelere “Dolar” akıyordu.

Ali Babacan döneminde, bu bolluk “kalıcı-yüksek katma değer üreten” yatırımlara pek yönlendirilmedi.

Özelleştirmelerin hız kazandığı yıllardı…

“Neoliberaller” özelleştirmeler sayesinde düze çıkacağımızı söylüyorlardı.

Özelleştirmeler ve ülkeye maliyetleri, hâlâ tartışılan bir konu…

O günlerden bugünlere çok şeyler değişti.

İktidarın kadrosu da büyük ölçüde, değişime uğradı.

Memleket neden sonra, “dış güçlerin” iyice........

© Milat


Get it on Google Play