Manda ve himayeye hayır

Asurlardan, Hititlerden, Kimmerlerden, Friglerden, Romalılardan, Bizanslılardan sonra Sultan Alparslan’ın Anadolu’yu fethiyle birlikte Türk yurdu olan Sivas; Kadı Burhâneddin, Danişment, Eretna Beyliği’nin başkenti, Selçuklu Devleti’nin “Dârü’l-a’lâsı”, Osmanlı İmparatorluğu’nun eyalet merkezi ve son olarak da Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı yer olma gururuna erişmiştir.

İnsanoğluna ev sahipliği yaptığı günden beri en kritik dönemlerde yazılan tarihe şahitlik eden dirlik ve birlik yurdu Sivas, bugün yine tarihî bir döneme ev sahipliği yapmanın gururunu yaşıyor. Bu kritik eşiklerden biri de Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesiyle düşman kuvvetlerinin işgaline uğrayan Anadolu’da Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’dan yola çıkarak başlattığı millî mücadelenin en önemli temel taşları arasında yer alan Sivas Kongresi’dir.

Amasya Genelgesi ile kongre toplanması planlanan illerden biri Erzurum, diğeri ise Sivas olur. Erzurum Kongresi’nin ardından Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın 2 Eylül’de Sivas’a gelişinin ardından Sivas Kongresi, çeşitli illerden gelen delegelerin katılımı ile 4 Eylül 1919’da, Erkek Lisesi’nde toplanır.

“Hasta Adam” Osmanlı’nın ölüm döşeğinde son anlarını yaşandığı günlerde Sivas’ta bir ışık yükselir. Gazi Mustafa Kemal ve etrafında toplanan heyet 108 gün (2 Eylül-18 Aralık 1919) boyunca millî mücadele için Sivas’a karargâh kurar.

Millî Mücadelenin başkenti Sivas’ta 38 delege tarafından alınan kararlarla,........

© Milat