Borsaya kızanlara psikolojik pansuman |
Aslında bu hafta borsa hakkında yazmayı planlıyordum. Yabancı yatırımcılarla alakalı kafama takılan hususları yazımın içerisinde tartışmak ve yazılarımı ilettiğim, görüşlerine kıymet verdiğim yakınlarımdan bu vesile ile konuyla ilgili fikirlerini öğrenmek istiyordum. Fakat gazetede BIST1OO’deki reel kayıpları detaylandıran bir haberi baştan sona okuduktan sonra içimiz hepten sıkılmasın diye vazgeçtim.
33 endeksinden 21’i zararda olan; nominal artışı ’te kalmış, enflasyondan arındırılmış haliyle net kayıpta olan, bankacılık endeksi bile yerlerde olan bir borsayla ilgili yabancılarla alakalı ne yazılabilir ki…
Gerçekten çok üzgünüm. Borsa dersinden zayıf aldık ve insanlık tarihinin gelmiş geçmiş en büyük teknolojik sıçramasının eşiğinde sınıfta kaldık. Bizimle aynı ligde olan gelişmekte olan ülkelere para yağarken borsadaki yabancı oranımız 6 ile yerlerde.
Borsa için diyeceklerim bu kadar. Biraz da psikolojik pansuman yapalım. En çok kaybedeni andığımıza göre şimdi bir de en çok kazananların dünyasına bakalım. Bu sene o dünyanın yıldızları altın-gümüş ikilisi oldu. İnsanlığın kadim paraları dünyanın içine girdiği belirsizlikte doğrudan doğruya merkez bankalarında tonlarca ağırlıkları ile göreve çağrılınca bu mesaj türünün tarih boyunca ne anlama geldiğini çok iyi bildiklerinden grafiklerden taşarak vazifelerine koştular.
Sadece merkez bankaları değil, elbette. Bankalar, fonlar, metal borsaları, yani tüm profesyoneller de mesajı aldılar.
“Peki, ya halklar?” derseniz, doğu milletlerinin tamamının bu iki madene düşkünlüğünü bilmeyen yok. Çok şükür, altın açısından ülkemizde de bu kültür çok güçlü bir şekilde yaşatılıyor.
Fakat kerametin sadece altında olmadığını ancak gümüş fiyatlarındaki yarım asır sonra gerçekleşen çılgın artıştan sonra kavrayabildik.
Sanayideki kullanımın etkisi ve yarım asırdır sırtında taşıdığı türev piyasaların sentetik baskısından zamanın şartlarının uyumu sayesinde azıcık da olsa kurtulması sayesinde bu noktalara sıçrayan gümüşünkinden çok daha heyecanlı hikayeler yazmaya aday metaller var aslında.
Onları da büyük sıçramaları kaçırdıktan sonra fark edeceğiz muhtemelen.
Yine de ben belki dikkate alınır diye en azından bu yazının okurları için, çoğunun adını altın-gümüş kadar iyi bildiğimiz ve önümüzdeki üç sene içinde adlarını aklımıza kazımaya aday olan metaller hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
Bu yeni dönemde en stratejik metal açık ara bakır olacak gibi geliyor. Bakır artık klasik anlamda bir sanayi metali değil;........