Gelenek kutsal mıdır?

Gelenek kavramı, aslında bir olguyu ifade etmekten ziyade bir kurguyu ifade etmektedir.Gelenek bir gerçeklik değil, zihnimizde varolan bir imajinasyondur. Zihinlerimizde bir kurgu olmasına rağmen gelenek, insan üzerinde çok etkili bir kurgudur. Gelenek deyince aklın ve bilginin bir tarafa itildiğini ve konduğunu, gelenek denilen kurgunun bütün sorunları çözen bilgelikler hazinesi ve okyanusu olduğuna dair bir illüzyon hemen varoluşumuzu esir alabilmektedir. Gelenek, insani birikimi ve deneyimi ifade etmesi açısından değerli ve onemli bir kavramdır. Gelenek kavramının, insana ve doğaya dair her şeyi ihata eden kutsal ve nihai gerçeklikler olarak sanılması, insanın ve hayatın iptali ve inkarı anlamına gelmektedir. Hiçbir gelenek, insanı ve doğayı kapsayacak kadar mutlak bir gerçeklik düzeyine yükseltilemez.

Zamanlar ve mekanlarüstü hiçbir gelenek yoktur. Bütün gelenekler, içinde bulundukları zamanla ve mekanla sınırlıdırlar. Bir geleneğin zaman ve mekanüstü olduğunu sanmak, geleneği putlaştırmak ve kutsallaştırmak anlamına gelmektedir. Geleneğe dair anlaşılması gereken en önemli şey, hiçbir geleneğin kutsal ve put olmadığı gerçeğidir. Gelenek, irfanın, bilgeliğin kaynağı ve deposu değildir. Putlaştırılan ve kutsallaştırılan bütün kurgusal gelenekler, insanın varoluşunu, değerini, aklını, bilgisini, ilişkilerini, ilgilerini, kısacası hayata dair her şeyin ortadan kaldırmaktadır. Gelenek, tamamen insan bilgisinin, emeğinin ve düşüncelerinin ürünü olan örüntülerdir.........

© Milat