Ateşten Koruyamadığımız Aileler |
Bir zamanlar evler, rahmetin ve huzurun mekânıydı. Sofralarda bereket, sohbetlerde hikmet vardı. Baba eve geldiğinde sevinç, anne konuştuğunda sükûnet doğardı. Çocuklar, anne babalarının dizinin dibinde büyür, dua sesleri yankılanırdı.
Şimdi o evlerde aynı çatı altında, ama birbirinden uzak kalpler yaşıyor. Herkes kendi ekranında, kendi dünyasında… Göz göze bakışların yerini “ekran ışığı”, muhabbetin yerini “bildirim sesi” aldı.
Telefon, bir zamanlar iletişimdi; bugün ayrılığın adı oldu. Rabbimiz buyuruyor:
“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyun.” (Tahrim, 6)
Peki........