Bugün 6 Şubat 2024 Salı. Geçen sene bu saatlerde Türkiye korkunç bir felakette sarsılmış, vatandaş olarak neye ağlayacağımızı, nereye koşacağımızı bilmez bir halde afet bölgelerine ulaşmak için kendimizi havaalanlarına, yollara atmıştık. Depremin ilk gününün akşamı İstanbul Havaalanında Hatay’a gitmek için sabaha kadar bekledim. Uçaklar ardı ardına hiç beklemeden inip kalkıyor, deprem bölgelerine öncelikle sağlıkçıları ve arama kurtarma ekiplerini götürüyordu. Sabah gün ışıdığında ise Şanlıurfa’ya giden uçaktaki yerimi almıştım. Hatay’daki havaalanı zarar görmüştü. Birçok yol da ya trafikten ya da depremin verdiği hasar dolayısıyla kapalıydı. Mecburen Urfa üzerinden afet bölgelerine ulaşacaktım. Uçak şehre iner inmez İletişim Başkanlığı’nın Şanlıurfa bölge müdürlüğünden Efe Murat Erbaş’la irtibata geçtim. Murat Bey, benimle birlikte bir gazeteci arkadaşımızı daha alarak vakit kaybetmeden Adıyaman’a ulaştırdı. Öğlen saatinden önce tıpkı Hatay ve Kahramanmaraş gibi yerle bir olan Adıyaman’daydık. O anı hiç unutamıyorum. İlk defa bir deprem bölgesindeydim; enkazlar, feryatlar, cesetler, buz gibi soğuk hava, kurtarma ekipleri, askerler,........