“Sandık” demokrasinin bir gereğidir siyasi literatürde. İnsanların özgür iradeleri, sandıkta tecelli eder en nihayetinde. Bu perspektifte dün olduğu gibi 31 Martta ’da, demokrasimizin iyi bir sınav vereceğine inancımız tam. Ama gelin görün ki birilerinin bu süreçte, KAOS iklimi oluşturma gayretine üzülerek şahitlik etmekteyiz. Nitekim aynı çevrelerin Türkiye’nin tam bağımsızlık serüvenini, Gazze hassasiyetini, terör koridoruna karşı tavrını ve küresel denklemi değiştirmeye matuf Kalkınma Yolu Projesini, akamete uğratmaya dönük planları da zaten sır değil. Hal böyle olunca seçim öncesi Fatih Camii ile başlayıp, hafta sonunda K.Çekmece’de ki hain saldırıya kadar yaşananlara bir RASTLANTI DİYEMEYİZ. Kim bilir belki de geçmişte ALIŞIK OLDUĞUMUZ TÜRDE, bazı şeyleri harekete geçirmek de istiyor olabilirler. Ancak gelinen aşamada Türkiye’ye darbe vurmak isteyenlerin, SEÇİMİN ATMOSFERİNİ pis emelleri için kullanma ihtimalini kesinlikle göz ardı etmemek elzem. Buna karşı yapmamız gerekenler ise hiçbir tahrike kapılmadan, sağduyulu davranmaktan ileri geliyor kısaca. Kaldı ki Devletimizin bu tarz operasyonlara, pabuç bırakmadığını/bırakmayacağını da kati surette yadsıyamayız.
Evet, her şeye rağmen Yerel Seçimlere 45 gün kaldı bugün itibariyle. Keşke’lere yer olmadığı bir dönemin ta kendisi... Bu minvalde........