Olayların KRONOLOJİK SIRALAMASI, bazen çok şey ifade eder. Zira sebeplerden, sonuçlara uzanan bir köprü mevcuttur bu düzlemde. Detaylar da bu köprünün taşıyıcısı konumundadır. Detaylara hâkim olabilmek için ise sadece doğru soruyu sormak yeterlidir. Yani hadiseleri iyi tahlil edip ZAMAN SKALASINA oturttuğumuzda, yorum yapmak da o nispette kolaylaşacaktır. İşte bu minvalde ilerlersek şayet yola, coğrafyamızda son bir haftada olanları da aynı biçimde çözmek mümkündür. Nasıl mı? İsterseniz ilk önce ABD’nin İsrail’i KORUMAK AMACIYLA, Akdeniz’e gönderdiği uçak gemilerinden başlayalım söze. Neticede İsrail’in 7 Ekim’de başlattığı soykırımın akabinde, ABD’nin bölgeye 2 uçak gemisi gönderdiğini hemen hatırlarsınız. Ama İsrail’in Gazze’de madara olması, dünya kamuoyunun ayağa kalkması ve Batılı liderlere uygulanan yoğun baskı; ABD dış stratejisindeki beklenmedik kaymalarla, yaklaşan seçimlerin kaybedilme ihtimaliyle ve ekonomik faktörlerle birleşince, durum çok farklı bir atmosfere büründü. Bu ise ABD ÇIKARLARI adına, İsrail’in bir şekilde durdurulması gerektiğinden öte bir şey değildi. Gerçi İsrail çoluk/çocuk demeden, katliamlarına devam etti. Lakin ABD Başkanı dahi;“Netenyahu’nun gitmesi gerekli” sözlerini zikretme noktasına geldi. Çünkü İsrail batıyor, battıkça da yanındakilerine bedel ödetiyordu. Hem de........