Kudüs Üzerine Pervasız Bir Meydan Okuma

Kudüs, insanlık tarihinin en kadim şehirlerinden biridir ve tarih boyunca defalarca el değiştirmiş bir şehir olmanın ötesinde bir semboldür. Bu sembol, yalnızca mekânsal bir aidiyet değil, aynı zamanda inanç, medeniyet ve kimlik meselesidir. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun Türkiye’ye ve Erdoğan’a seslendiği “Kudüs ebediyen bizimdir” beyanı, yalnızca iç kamuoyuna yönelik bir siyasi mesaj değil; aynı zamanda uluslararası hukuku ve Birleşmiş Milletler (BM) kararlarını açıkça ihlal eden tek taraflı bir irade beyanıdır .

Erdoğan’a Sesleniş

Netanyahu bu açıklamasında Türkiye Cumhurbaşkanı’na ismen hitap ederek “Kudüs ebediyen İsrail’indir” ifadesini tekrarlamış, Türkiye’ye adeta “sınırını bil” mesajı vermiştir. Bu söylem yalnızca iki ülke arasında diplomatik bir gerilime işaret etmekle kalmaz; aynı zamanda İslam dünyasının tamamına yönelik bir meydan okuma niteliği taşır. Buradaki asıl kritik nokta, bireysel hitaptan ziyade, Kudüs’ün statüsüne dair uluslararası konsensüsü hiçe sayan ve şehrin tek taraflı olarak İsrail’e ait olduğu iddiasını meşrulaştırma çabasıdır.

Kudüs, Filistin halkının olduğu kadar İslam dünyasının da ortak........

© Milat