İsrail’in Hasbara ile ördüğü duvarlar çatlıyor |
Avrupa’da son günlerde yaşanan gelişmeler İsrail’in uzun yıllardır sürdürdüğü işgal ve soykırım politikalarına karşı ciddi bir vicdan hareketinin doğduğunu gösteriyor. Diplomasi, sokak eylemleri, donanma hamleleri, tanımalar ve kültürel boykotlar artık birbirini tamamlayan parçalar hâline gelmiş durumda. Bu tablo, İsrail’in yalnızlığının derinleştiğini, “hasbara” yani propaganda ve algı mühendisliğiyle ayakta tutulmaya çalışılan imajının sarsıldığını ortaya koyuyor. Avrupa’da yükselen bu ses sadece sembolik değil, somut sonuçlar doğurabilecek bir değişimin habercisi.
Avrupa Halklarının Vicdanı
İtalya’da 75 şehirde hayatın durması, liman işçilerinin Venedik başta olmak üzere birçok limanı kapatması ve “Filistin özgür olana kadar tek bir konteyner yüklenmeyecek” açıklaması, halkların vicdanının somut bir politikaya dönüştüğünü gösterdi. Bu yalnızca sendikal bir dayanışma değil, aynı zamanda devletleri zorlayacak bir kitlesel basınçtır. İtalyan hükümeti, bu baskıyı daha fazla görmezden gelemeyecek ve muhtemelen daha somut adımlar atmak zorunda kalacaktır.
Fransa’da 52 belediyeye Filistin bayrağı asılması, İngiltere’de Filistin Büyükelçiliği açılması ve İskoçya Başbakanı’nın İsrail’e yaptırım çağrısı, Avrupa sokaklarının politikaya yansımasının yeni örnekleridir. Bu gelişmeler, Filistin meselesinin sadece dış politika dosyası değil, iç siyaset gündemi hâline geldiğini ortaya koymaktadır.
İspanya Başbakanı Pedro Sánchez’in BM kürsüsünde yaptığı konuşma, “Gazze’deki tek umut dünyanın onları unutmadığını bilmektir” cümlesiyle tarihe geçti. İspanya’nın aldığı pozisyon, pasif bir sempati değil, aktif bir diplomatik tavırdır. Donanma gemisinin Kartagena’dan yola çıkarılması, bu tavrın sahadaki yansımasıdır.
Bütün bu halk hareketleri ve siyasi yansımalar, İsrail’in hasbara ile sürdürmeye çalıştığı “yalnız değilim” imajını çökertiyor.........