Firavun, Asa mucizesini gördükten sonra sordu:
- Başka var mı?
Bunun üzerine Musa aleyhisselam:
- Elini koynuna sokup çıkardı; o da seyredenlere bembeyaz görünen; gözleri kamaştıran bir nur oluverdi!
Firavun yine korktu. Bu iki mucizeden sonra neredeyse Musa aleyhisselama iman edecekti. Fakat veziri Hâmân, buna engel oldu ve O’nu şöyle tahrik etti:
- Sen tanrısın! Sana, başkasına kulluk yapmak yakışmaz! Hem herkes, seni tanrı biliyor; sen tanrılıktan kulluğa inme; biz buna bir çare buluruz, dedi.
Bundan sonra alelacele bir heyet kuruldu ve toplantı yapıldı. Firavun, çevresindeki ileri gelenlere; Musa aleyhisselamı kastederek:
- Bu, doğrusu çok bilgili bir sihirbaz! Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz, dedi.
Musa aleyhisselamın gösterdiği mucizeler, Firavun’un kibir duygularını alt üst ettiği için o, artık tanrılık davasını bir kenara bırakmış, etrafındaki ileri gelenlerden fikir alacak duruma gelmişti. Adamları şöyle dediler:
- O’nu ve kardeşini biraz burada beklet ve şehirlere toplayıcı vazifeliler gönder; ne kadar bilgisi derin sihirbaz varsa getirsinler.
O dönemde sihirbazlık çok ilerlemişti. Firavun, bu sebeple yapılan teklifi hemen kabul etti ve:
- Bizi, yaptığın büyü ile yurdumuzdan çıkarmak için mi geldin ey Musa! Öyle ise, muhakkak surette biz de Sana,........