İstiğfâr, işlenen günahlardan dolayı Allahü Teâlâ’dan af ve bağışlanma dilemektir. Kuran-ı kerim ve hadis-i şeriflerde, ihlasla tevbe edip Allahü Teâlâ’dan mağfiret dilenmesi halinde; şirk ve kul hakkı dışındaki bütün günahların affedileceği bildirilmiştir. Ayrıca işledikleri kötülüklerden pişman olup tevbe-istiğfarda bulunanlar övülmüştür. Âyet-i kerimelerde buyuruldu ki:
“Onlar çirkin bir şey yaptıkları veya kendilerine kötülük ettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar da hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki? Onlar, yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.” (Al-i İmran 135)
“O müttakîler, geceleri pek az uyurlar, seher vakitlerinde de istiğfara devam ederler.” (Zariyat 17-18)
“Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanmayı dileyin, sonra O’na tevbe edin ki üzerinize bolca yağmur göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın; sakın günahkârlar olup Allah’tan yüz çevirmeyin!” (Hud 52)
Hadis-i şeriflerde ise, şöyle buyurulmaktadır: “(Kıyamet günü) sahifesinde (yani amel defterinde) çok istiğfâr bulan kişiye ne mutlu!” (İbni Mace)
“İstiğfâra devam edeni, Allahü Teâlâ, dertlerden, sıkıntılardan kurtarır. Ummadığı yerden rızıklandırır.” (Nesai)
“Günahlar kalbi paslandırır, karartır. Kalblerin cilası ise istiğfârdır.” (Beyheki)
“Günahına pişman olup abdest alıp, namaz kılanı ve günahı için........