Ramazan-ı şerifiniz mübarek olsun. Bütün İlahî emirler gibi orucun da maddî ve manevî birçok hikmetleri vardır. Biz, inşaallah bu yazıda birkaç tanesine temas edeceğiz: Oruç, her şeyden önce insanın aslî vazifesi olan; Allahü Teâlâ’ya itaat ve ibadettir. Mümin kul, bu itaat ve ibadetinden dolayı çok büyük sevaplar kazanır.
Mümin, oruç sebebiyle, daha önce yaptığı günahlardan ve hak ettiği cezalardan kendisini kurtarma fırsatını bulur. Çünkü oruç, bir yıldan öbür yıla kadar işlenen küçük günahlara keffarettir.
Oruç tutan müminin, “Reyyân” denilen ve sadece oruç tutanlara tahsis edilmiş cennetin özel bir kapısından içeri girme hakkını elde ettiği, hadis-i şerifle sâbit bir hakikattir.
Oruç tutmanın sağladığı disiplin sayesinde mümin, Allahü Teâlâ’nın çizdiği sırat-ı müstakimde dosdoğru yürümeyi öğrenir. Çünkü oruç Müslümana, Allah’ın emirlerini yerine getirmek ve yasaklarından sakınmaktan ibaret olan “takvâ”yı gerçekleştirme imkânını verir. Allahü Teâlâ, bu gerçeği Kuran-ı keriminde şöyle ifade buyuruyor: “Ey iman edenler! Takvâ üzere olasınız diye, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de oruç tutmak farz kılındı.” (Bakara 183)
Oruç, çok büyük bir ahlak mektebidir: Mümin, bu mektepte birçok yönden terbiye edilip eğitilir. Oruç; nefsanî arzulara ve şeytanın vesveselerine karşı bir mukavemettir. Oruç sebebiyle insan,........