Firavun, İsrailoğullarına yaklaştığında, askerlerine moral vermek için yaptığı konuşmasını şöyle bitirmişti: (Gerçi takip etmesek, nereye giderlerse gitsinler desek de olur. Fakat onlar bize muhalefet etmekle, görüşümüzü almadan kendi başlarına çekip gitmekle bizi kızdırdılar. Eğer bize muhalefet edenleri; ırklarını ve nesillerini kesmek suretiyle cezalandırmazsak, hâkimiyetimize gölge düşer. Hâlbuki biz kuvvetli bir toplumuz. Bunlar gibi muhaliflerimize karşı daima ihtiyatlı bulunuruz ve zararlarından korunmayı biliriz…)
Bu arada daha önce Mısır’da iken Firavun ve kavminden çok eziyet ve zulüm gören İsrailoğulları, önlerindeki Kızıldeniz ile arkalarındaki Firavun ordusunun arasında kaldıklarını farkedince çok korktular ve Musa aleyhisselama:
- Firavun ve askerleri neredeyse bize yetişti. Herhalde bizi esir alıp öldürecekler, dediler. Bunun üzerine Musa aleyhisselam onları teselli etti:
- Asla, hayır. İçinde bulunduğunuz hâlin hakikati sizin zannettiğiniz gibi değildir. O melunlar size yetişemeyecekler ve bir zarar veremeyeceklerdir. Çünkü Rabbimin yardım ve muhafazası benimle beraberdir. Bana kurtuluşumuzu vaad etti. O’nun vaadinde yanlışlık olmaz. O, vaadinden asla dönmez. O, beni ve sizi düşmanlarımıza karşı elbette himaye edecektir. Korkmaya, endişelenmeye lüzum yok.
Bu teminata rağmen İsrailoğulları:
- Nereye gideceğiz ki, önümüz deniz, arkamız ise düşmandır, diyerek........