İlim adamları, “İslâm”ı birbirine yakın şakilde tarif etmişlerdir. Buna göre İslâm, Allahü Teâlâya tam teslimiyet, kayıtsız olarak hükümlerine boyun eğmek ve yüce emrine uymaktır. İslâm, kişinin müvahhit bir şekilde kendini bütünüyle Allahü Teâlâya teslim etmesi, sadece ve sadece O’na kulluk edip hiçbir şeyi O’na ortak koşmamasıdır. İslâm, kalpteki iman ve inancı dille ifade etmek ve eylemlerle gereğini yerine getirmek suretiyle Allah’ın hükmüne boyun eğip hâkimiyetine samimiyetle teslim olmaktır.
İslâm, Rasulüllah sallallahü aleyhi ve sellem Efendimizin bütün haber verdiklerini can û gönülden kabul etmek, samimiyetle benimsemek ve titizlikle uygulamaktır. İslâm, bütün kuşkulardan arındırılmış bir teslimiyetle Allahü Teâlânın yüce emrine bağlanmak yani yapın dediği farzları titizlikle yapmak; yapmayın dediği haramlardan da şiddetle kaçınmaktır. İslâm aynı zamanda Allahü Teâlânın, peygamberlerin sonuncusu olan Muhammed aleyhissalatü vesselama vahiy yolu bidirip O’nun da bütün insanlığa tebliğ ettiği son hak dindir.
İslâm öncesi câhiliye dönemi toplumunun hâkim telakki ve anlayışı şirk inancından ibaret idi. Son hak din İslâm ise, bunun tersine Kuran-ı kerimin bildirdiği gibi; bütün noksanlıklardan münezzeh ve bütün kemal sıfatlarıyla muttasif olan Allahü Teâlânın kâinatın yegane yaratıcısı, mutlak hâkimi ve tek rabbi olduğu inancını temsil eder. Kulluk ise,........