Çocuklarımız, Allahü Teâlâ’nın bizlere ihsan buyurduğu çok büyük bir nimettir. Çünkü âhirete göç ettikten sonra, bize hayır dua eden evlatlarımız vesilesiyle amel defterimiz kapanmaz ve bize sevap gelmeye devam eder. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
“İnsanoğlu öldüğü zaman, bütün amellerinin sevabı da sona erer. Şu üç şey bundan müstesnadır: Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim, kendisine dua eden sâlih evlat.” (Müslim) Demek ki ölümden sonra çocuğumuzdan fayda görmek yani bize du etmesini istiyorsak, onu sâlih yani hayırlı bir Müslüman olarak yetiştirmemiz gerekir.
Bazı eğitim uzmanlarına göre; altı yaşa kadar çocuğun karakteri nasıl ise, ondan sonraki yaşantısında fazla ekleme yapılmadan aynı izler devam eder. Çocuklar, gelecekte hayatlarına yön verecek ahlakî değerleri aile içinde ebeveyninden öğrenirler.
Efendimiz aleyhisselam; çocuğun yetişmesinde ailesinin fonksiyonunu şöyle ifade buyurmaktadır: “Her çocuk fıtrat üzerine doğar, onu anne ve babası Yahudileştirir veya Hristiyanlaştırır veya Mecusileştirir.” (Müslim). Dolayısıyla bize emanet edilen çocuklarımızı, fıtrat üzere yani İslam ahlakı üzere yetiştirmek, bizim vazifemiz olduğu gibi faydamıza olan bir iştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Bir baba, evladına iyi bir terbiyeden daha güzel bir miras bırakamaz.” (Buhari)
Eğitim gibi mühim bir işin ilk basamağı, çocuğun varlığını........