​Âhiret inancı ve ölümsüzlük…

Yüce Dinimiz, âhiret inancına büyük önem verir. Bu sebeple Kuran-ı kerimde yüzden fazla yerde âhiretle ilgili bilgiler verilir. Böylece âhiret gerçeği, insanın zihnine ve kalbine âdeta nakşedilir. Âhiretin varlığı, dinen olduğu kadar aklen de gereklidir, şöyle ki:

Her insanın içinde bir sonsuz yaşama özlemi vardır. İnsanın, yaradılışından getirdiği bu arzu, çok çeşitli şekillerde kendini gösterir. Mesela; insanlar yaptıkları hayırlarla ve ortaya koydukları kıymetli eserlerle ölümlerinden sonra da yaşamak ve hatırlanmak isterler. İşte âhiret inancı, bu büyük özlemi tatmin eder ve öldükten sonra da insanlara faydası devam edecek büyük eserler bırakmaya sevk eder.

Bir de insan; ölen yakınlarından ve sevdiklerinden ebedî olarak ayrı kalmak istemez. Yani o, sevdiklerinin -bu dünyada olmasa da- bir şekilde yaşamaya devam etmelerini ve bir gün onlara kavuşmayı arzu eder. İşte insanın; öldükten sonra yok olmayacağı, ebedî olarak yaşayacağı, ayrıca dünyadaki ayrılıkların, eksik kalmış özlemlerin âhirette telafi edileceği inancı, insanı rahatlatır ve mutlu eder.

İnsanoğlu, tarih boyunca; “ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, görev ve sorumluluklarım nelerdir, bu dünya bir gün yok olacak mıdır, öldükten sonra yeni bir hayat var mıdır,” gibi sorulara hep cevap aramıştır. Bu sorularına cevap bulamayan insan, hayatı anlamsız görmeye başlar ve........

© Milat