Hal ve gidişat

Toplum olarak zor, sıkıntılı ve arsız dönemlerden geçiyoruz. Buna bir tür “körleşme” dönemi de diyebiliriz. Neye karşı körleşme?

İyiliğe ve hakka karşı. vefaya karşı, vefasızlık. Yaptığın iyiliğe karşı kötülük. Öyle ki yanınızdaki insana güvenirken bile sıkıntı yaşıyorsunuz. Dün kendinizi teslim ettiğinize, bugün malınızı bile teslim etmeye çekiniyorsunuz. Sebep bellidir; “iyilik zayıfladıkça, kötülük güçleniyor.”

Şunun da farkındayız; imkanlar artıkça, imtihanlar da artıyor. Kolay dönemlerin imtihanı kolay, zor dönemlerin imtihanı zor oluyor. Yokluktaki imtihan zordur ama varlıkla imtihan daha zordur.

Bir gerçek daha. Hayat iyilikle kötülüğün, haya ile hayasızlığın, ahlak ile ahlaksızlığın, madde ile mananın mücadelesi şeklinde geçiyor. Uzun sözün kısası, hak ile batılın mücadelesi kıran kırana geçiyor.

Dikkatli ve temkinli olmak lazım; kötülük salgın bir hastalık gibi bulaşıcıdır. Mikrop çalmadık kapı ve girmedik hane bırakmıyor. Arif Nihat Asya’nın ifadesiyle, “Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor.” İyilik bulaşıcı değil.

Kötülük süslüdür, aldatıcı ve saptıran........

© Milat