Hafızanın iki mürekkebi |
Hafıza, kendini iki mürekkep ile yazar. Biri duyulur, diğeri yalnızca hissedilir. İlki, Topkapı Sarayı'nda sessiz bir odada, pürüzsüz bir kâğıda dokunan fırçanın sesidir. "Muhibbi" mahlaslı bir Cihan Sultanı, kâinatın nizamını, estetiğin "kanun"unu ve idealize edilmiş bir aşkı "Divan"ına işler. Bu, gücün mürekkebidir. Kontrollü ve rafine, kendi hattıylatescillenmiş bir estetik...
Ve sonra, ikinci mürekkep gelir. Onun sesi çıkmaz, zincir şakırtısıyla yazılır. O aynı mürekkep, bu kez başka bir kaderin elinde koyulaşır. Hindi Mahmûd, Roma'da bir zindandadır. O, "Divan" yazmaz; o, "Esâretnâme" yazar, esaretinin hâtıratını. Onun mürekkebi, ayakları zincirlenmiş vaziyette sürüklenirken, dövülürken, aç bırakılırken damıttığı ızdıraptır. Bu, "resmî........