Ne ara bu hale geldik?

Bazen bir toplumun fertleri kendi içine dönüp şu soruyu sormak zorunda kalır: Biz ne ara bu hale geldik? Ne ara vicdanımızı, merhametimizi, insanlık değerlerimizi böylesine hoyratça yitirdik? Bu soruları tetikleyen, iç sızlatan ve aynı zamanda ürperten haberlerin giderek çoğalması. Artık insanların duyup işittikleri sorunların kendi kapılarına dayanması da bu sorgulamayı derinleştiriyor.

Son yıllarda tanık olduklarımız, her biri ayrı ayrı bakıldığında münferit gibi görünse de aslında bütünün parçası; daha büyük bir çürümüşlüğün fotoğrafı… Eğer bu fotoğrafı görmezden gelirsek, toplum olarak belki de telafisi en güç yanlışı yapmış olacağız.

Yeni doğmuş bebekleri, anlaşmalı özel hastanelerin yenidoğan yoğun bakım ünitelerine sevk ederek SGK üzerinden haksız kazanç elde etmeye çalışan sözde sağlıkçıların varlığını konuşur hâle geldik bu ülkede. Olay sadece maddi bir yolsuzluk değildi; bu vicdan yoksunu çete, ihmâl, yanlış ya da kasıtlı tıbbi uygulamalarla onlarca bebeğin sakat kalmasına veya hayatını kaybetmesine yol açmıştı.

Anne ve babalarının bakımını üstlenmekten kaçınan, mirasa daha erken konmak için tuzaklar kuran; şu hayatta en kıymetli olması gereken insanları ölüme sürükleyen evlatlarla ilgili haberler de karşımıza çıkmaya başlamıştı. Eşine yüksek primli hayat sigortası yaptırıp ardından bir “kaza” süsüyle kayalıklardan itenlerin hikâyeleri ise insanın içini daha da burkuyordu.

Milyon dolarlık vurgunlara karışmış yöneticiler, devletin emanet odalarındaki........

© Milat