Cumhuriyet sofrasından günümüze İstanbul’un yaşayan lokantaları

Borsa’dan Pandeli’ye, Kanaat’tan Rejans’a uzanan Cumhuriyet sofraları, İstanbul’un hem damağını hem hafızasını beslemeye devam ediyor. Bu lokantalar, şehrin kültürel mirasının canlı tanıkları olarak geçmişi bugüne taşıyor.

İstanbul’un sokaklarında sadece tarih değil, lezzet de yaşar. Her biri bir dönemin ruhunu taşıyan lokantalar, Cumhuriyet’le birlikte kentin kültürel belleğini sofralarda yeniden kurdu. Bugün hâlâ dumanı tüten bu mekânlar, yalnızca yemek değil; bir zamanlar nasıl yaşandığını da anlatır. İstanbul’da yerleşik, özenli ve “modern” lokantaların tarihi sanıldığı kadar eski değildir. Bildiğimiz anlamda, salon düzeniyle, masa ve sandalyeleri, temiz örtüleri, çatal-bıçak takımlarıyla hizmet veren lokantalar, 19. yüzyılın ortalarında, kozmopolit Pera’da ortaya çıkmaya başladı. Cumhuriyet dönemi ise İstanbul’un yalnızca siyasi ve kültürel açıdan değil; aynı zamanda gastronomi alanında da yeniden doğduğu bir dönem oldu. O yıllarda açılan bazı lokantalar bugün hâlâ kapılarını açık tutarak hem damaklarda hem de şehir hafızasında yaşamaya devam ediyor.

BİR ASRI AŞAN LEZZET DURAKLARI

Borsa Lokantası (1927, Sirkeci): Cumhuriyet’in genç yıllarında “dışarıda yemek” kültürünü başlatan Borsa, geleneksel Türk mutfağını modern sunumla birleştirdi. Bugün hâlâ İstanbul’un en prestijli lokantalarından biri. Pandeli Lokantası (Mısır Çarşısı): Mavi çinili salonuyla efsaneleşen........

© Milat