Beş Milyarlık Tütü Rezilliği

Ey kahraman, fedakâr, azimkar, cefakâr (araya sızma yapmayın lan Muhafaza-karlar) karilerim! Sans eseri, “link” eseri bu Pazar muhabbetine denk gelen yurttaşlarım! Ve dahi bil umum hırsız siyasilerim! Toplaşın “şuruya” bir “bakem”.

Bugün mevzu derin, mevzu çukur, mevzu rezillik.

Lan haysiyetsizler, şu memlekette açlık sınırı 30 bin lirayı geçmiş, yoksulluk sınırı 100 bine dayanmış, emekli açlıktan geberiyor, asgari ücretli çocuğuna süt alamıyor, sen kalkmışsın Devlet Opera ve Balesi denen o taytlı tütü etekli züppe kulübüne 5 milyar 248 milyon 396 bin lira bütçe ayırmışsın! Hay tüküreyim sizin medeniyetinize, hay içine edeyim sizin batılılaşma hayallerinize! Bu para TİKA'nın 3 milyar 800 milyonundan fazla, YTB'nin 3 milyar 229 milyonundan neredeyse iki kat! Ulan TİKA dünya Müslümanlarına köprü yapıyor, okul açıyor, açları doyuruyor; diaspora Türklerini kolluyor, sen puantlı ayakkabıyla zıplayan taytlı heriflere, aryayla inleyen çakma primadonnalara milyarlar akıtıyorsun! Bu mu tasarruf? Bu mu ekonomik krizde öncelik? Halk fatura ödeyemiyor, intihar ediyor, sen bale yapan adamlara krallar gibi maaş bağlamışsın! Bışgıllayayım böyle sanatı, ayağımın altına alayım böyle kültürü, yaprak yaprak dikeyim o beş milyarınızı!

Bu Parayla Ne Yapılır?

Düşünün bir kere, 5 milyar 248 milyon! Bu parayla kaç hastane donatılır, kaç okul yapılır, kaç emekliye maaş zam mı yapılır? Ama yok, illa tütü etekli rezilliğe akıtacaksın! Bütçenin çoğu personel gideri, aryacılar, baleciler memur gibi maaş alıyor, sigorta, emeklilik... Halk aç, çocuk bez parası bulamıyor, ama opera sanatçısı villalarda oturuyor! Lan bu elitlerin oyuncağı olmuş kurum, halkın parasıyla bir avuç züppe eğleniyor! Tasarruf diye diye memura zam yapmıyorsunuz, ama bale taytına para yağdırıyorsunuz! Hay içine edeyim sizin önceliklerinize!

BİR ASIRDIR NE HALT YEDİNİZ SİZ?

Gelelim tarihe, bu opera bale rezilliği nereden çıktı? Osmanlı'da sarayda İtalyan topluluklar gelip aryalar söylerdi, elitler alkışlardı, halk ne anlasın lan! Sonra Cumhuriyet geldi, "Batılı olacağız, çağdaşlaşacağız" diye zorla dayattılar. Bizim Gazi “Mıstaa” Kemal Atatürk bir gün Dolmabahçe sarayının bahçesinde rakı leblebi keyfi yaparken........

© Milat