Arşivlerin Şişman Prensi İlber
Aman aman, İlber Ortaylı Hoca’mız yine konuşmuş! Konuşmasa zaten kalp krizi geçirecek, zira ağzını açmadığı her saniye Osmanlı arşivinde bir kâğıt daha tozlanıyormuş gibi hissediyor. Adamcağız ömrünü “Ben okudum, siz anlamazsınız” diye diye geçirdi; şimdi de gençler ona tapıyor. Niye? Çünkü Türkiye’de bilgi denince akla ilk “barkodlu evrak yığını” geliyor, düşünce değil.
Bakıyorsun, Braudel’in Akdeniz’ini eline almış, “Yahu bu adam ne kadar az belge kullanmış!” diye burun kıvırıyor. Ginzburg’un peynir kurtlarından ipucu çıkarmasına “zırva” diyor. Foucault’yu duymamış gibi yapıyor, çünkü güç analizi yaparsa kendi koltuğunun altında da bir şeyler çıkabilir. Thompson’ın işçisine, Certeau’nun sokağına hiç uğramıyor; uğrasa ter kokusu duyup bayılacak. Onun tarihi morg gibi: soğuk, sessiz ve ceset dolu. Cesetlerin üstüne de “Benim........© Milat





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel