Çalışmadığımız Yerden Gelen Sorular

Hayatı, dev bir sınav salonu gibi düşünelim. Zaman, kapıdan içeri süzülen gözetmen; kararlarımız ise sorulara attığımız acele ya da tereddütlü cevaplar… Kimi insan, bu sınava yıllarca hazırlanmış gibi kendinden emin adımlarla ilerler; kimi ise sanki zil çalıvermiş de masa başında ne aradığını bilemeden öylece kala kalmış gibidir. Ama hazırlık derecemiz ne olursa olsun, kaderin bir huyu vardır: Tam da çalışmadığımız yerden sorular çıkarır karşımıza. Ve o an, zihnimizde bir sessizlik büyür. Bir boşluk… Elimizde kalem var ama içimizde tek bir ipucu yoktur.

Oysa hayatın bir müfredatı yok. Ne hangi konudan sorumlu olduğumuz belli, ne de hangi bölümden sorunun geleceği… Herkes kendi kitabını yazıyor aslında; kendi cevap anahtarını oluşturuyor, kendi satır aralarına kendi anlamını ekliyor. Ama bazı sorular var ki, insanın bütün notlarını, bütün ezberlerini boşa çıkaracak kadar ansızın ve acımasızdır. Bu yüzden bazen “doğru” cevabı bulmak değil, yalnızca nefes almak bile bir........

© Milat