menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir mesleğin kaderi, bir okulun koridorlarında belirleniyor

5 0
23.11.2025

Türkiye’de bazı sektörler vardır; ne kadar görünür olsalar da aslında en çok unutulan, en az konuşulan alanlardır. Saraciye sektörü de tam bu noktada duruyor. Çanta, kemer, cüzdan, valiz… Hepimizin günlük hayatında olan bu ürünlerin arkasında, uzun yıllara dayanan bir ustalık kültürü var. Fakat bu kültür, bugün sessizce bir eşikte duruyor: Usta yetişmiyor, eleman bulunmuyor, meslek, tarihin arka sayfalarına doğru yavaşça kayıyor.

Geçtiğimiz günlerde Saraciye Sanayicileri Derneği’nin destek verdiği İDMİB Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin saraciye bölümünü ziyaret ettiğimde, bir okuldan çok daha fazlasıyla karşılaştım. Burası, sektörün geleceğine tutulan bir ışık gibi. Tam da bu yüzden, söyleşi boyunca sık sık duyduğum bir cümle kulağıma kazındı:

“Bu gençleri kazanamazsak 20 yıl sonra bu ülkede çanta diken kimse kalmayacak”

Bu sözlerin sahibi, Saraciye Sanayicileri Derneği Başkan Yardımcısı Yusuf Gülen.
Konuşmaya başladığı anda, sadece dernek yöneticisi değil, sektörün geleceğini dert eden bir insanla karşı karşıya olduğumu hissettim.

“Babamızın başlattığı işi, yeni nesil sürdüremezse sektör çöker”

Yusuf Gülen, 20 yıldır çanta üretimi yapan Nova Çanta Deri Limited Şirketi’nin ikinci kuşak temsilcisi.
Babalarının 1960’larda Beyazıt’ta kurduğu bir atölyeden başlayan bu yolculuk, bugün yüzlerce kişiye iş imkânı sunan bir üretim alanına dönüşmüş.

Ama bu başarı hikâyesi, şimdi bir başka gerçekle yüzleşiyor:
Ustalar 50 yaşın üzerinde. Çırak yok, yeni nesil gelmiyor, sektörün eli giderek daralıyor.

Bu yüzden Yusuf bey, dernek olarak tüm güçlerini okulun saraciye bölümüne yönlendirdiklerini anlatırken çok net bir ifade kullanıyor:
“Biz burada kendi geleceğimizi yetiştiriyoruz.”

Dernek, okulun sadece manevi destekçisi değil. Atölyede kullanılan bütün sarf malzemeleri, deriler, aksesuarlar, yapıştırıcılar… Öğrencilerin tamamı için ücretsiz sağlanıyor. Üstelik 80 öğrenciye aylık 2.000 TL burs veriliyor.

Türkiye’de kaç sektörde böyle bir sahiplenme örneği var?

Bir lisenin atölyesinde başlayan sessiz bir dönüşüm

Okulun koridorlarında dolaşırken şunu düşündüm:
Burası aslında küçük bir fabrika değil, sektörün geleceği için kurulmuş bir laboratuvar gibi.

Gençler, saraciye bölümündeki atölyede manuel makinelerle üretim yapıyor; kesim, dikiş, kalıp çıkarma, montaj… Her aşamayı görüyor. Nitelikli ustaların yetiştiği bu okul, saraciye mesleğinde yeni bir çağ açıyor.

Bu sırada onlara rehberlik eden iki önemli isim var:
Öğretmen Meryem Turan Sarı ve Usta Öğretici Ayşe Sert.

Öğretmenlerle konuştuğumda, onların da dernek kadar dertli ama bir o kadar da kararlı olduklarını gördüm.........

© Milat