Bir Marka Hikayesi: Mas Barber Shop’un ilham veren yolculuğu

Bugün size idealleri doğrusunda hareket etmiş, cesur kararlar almış ve sonucunda istediği hedefi yakalamış bir erkek kuaföründen bahsedeceğim.

Bazen büyük markaların doğuşu, lüks ofislerde ya da dev yatırım planlarında değil, küçük bir dükkânda, bir ustanın yanındaki çıraklıkta başlar. Mustafa Türk’ün hikayesi de tam olarak böyle başlıyor.

Babası Konyalı, annesi Malatyalı olan Mustafa, çocukluk yıllarını Çorum’da geçirdi. O yıllarda Çorum’un en bilinen berberlerinden biri olan Selim Özşahin’in yanında çırak olarak işe başladı. Bugün ortağı olduğu Selim Usta, o zamanlar sadece bir “usta”ydı onun gözünde. Fakat kader, onları yıllar sonra yeniden bir araya getirecek ve bir markaya dönüştürecekti.

Mustafa, askerliğini tamamladıktan sonra dünyayı görmek, kendini geliştirmek ve farklı bir vizyon kazanmak için Almanya’ya gitti.
Orada iki yıl boyunca Kuaför salonlarda çalıştı. Sadece erkek tıraşı değil, uzun saç kesimi, fön teknikleri, boya ve bakım konularında da ustalaştı.
“Orada gördüm ki, kuaförlük sadece makasla yapılan bir iş değil, bir sanattı. İnsanların kendini iyi hissetmesini sağlayan bir dokunuştu,” diyor Mustafa.

Bu iki yıl, onun sadece mesleğini değil, hayat bakışını da değiştirdi. Avrupa’daki disiplin, hijyen anlayışı ve müşteriyle kurulan saygılı ilişkiyi özümsedi. İstanbul’a döndüğünde, artık eski Mustafa değildi.

Bir hayalin ortaklığı

İstanbul Etiler’de yıllarca tanınmış bir marka kuaför salonunda çalıştı. Orada yeniden yolu, eski ustası Selim Özşahin ve meslektaşı Ali Özçelik ile kesişti.
Üçü de aynı çatı altında yıllarca emek verdi, birlikte yüzlerce müşteriyi ağırladılar. Ama içlerinde hep aynı soru vardı:

“Neden kendi markamızı kurmayalım?”

Fakat büyük hayallerin önünde genellikle küçük bir engel vardır; sermaye.
Ceplerinde doğru düzgün para yoktu. Ama inanç, cesaret ve güven vardı.
Bir emlakçı dostlarının yardımıyla Beşiktaş’ta bir yer buldular. Mimar arkadaşları dükkânın tüm tadilatını üstlendi ve “Paran olunca ödersin” dedi. İşte o........

© Milat