Kur'an Okumaları Üzerine
Bu günlerde pek çok kişi, Kur'an okumaları yaptığından bahsediyor.
Kur'an okuması yapanlar, sadece okudukları ile kalmıyorlar elbette.
Okuduklarını beyan ederlerken eşe dosta, okuduklarından anladıklarını da anlatıyorlar.
Okumayı biraz ileri götürenler ise; Ayeti Kerimeler hakkındaki düşüncelerini ortaya koyarken, özellikle de Ayeti Kerimelerle ilgili mana verme konusunda hayli cüretkâr davranarak, müfessirlere akıl verecek derecede Kuranı Kerime hâkimmiş görüntüsü veriyorlar.
Bir de kendilerine, Kur'an'a talebe olma vasfı vermezler mi?
Güler misin, ağlar mısın?
Kuran okumak, elbette her Müslümanın görevidir.
Özellikle de, Kuran ayetlerinin manasını bilerek okumak, daha önemlidir.
Ancak bu arkadaşlarla biraz konuştuğunuzda, okuduklarının Kuranı Kerim olmadığı, ellerine tutuşturulan herhangi bir meali Kuranı Kerim olarak tanımlayıp, öyle okuduklarını görüyorsunuz.
Bu nedenle okuduklarının Kur'an-ı Kerim olmadığı, meal olduğu veya ellerindekilerin falanca veya filanca kişinin, ya da kuruluşun Kuran ayetlerinden anladığı, bir takım doğru ve yanlış ifadeler olacağını söylediğinizde, film kopuyor ve hemen inkâr ile suçlamalar başlıyor.
Arapça bilmeyenlerin de Kuran okuma haklarının olduğunu, Arapça öğrenme zahmetine katlanmayanların ise Kuran Ayetlerinin manasını bir bilenden öğrenmesi, okuması gerektiğini ve bu anlamda meallerle birlikte, hatta ondan daha önce tefsir okumalarının doğru olacağına inanıyoruz.
Bunun nedeni Kuran okumaları yapan kişilerin, herhangi bir kural veya prensip tanımadan keyfe göre ve ben böyle anladım mantığıyla, Kuran Ayetlerine meal verme isteklerine gem vurmamalarının ortaya çıkardığı neticelerin çok kötü sonuçlar ortaya koyuyor........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein