En Güzel Taklit Edilecek Şahsiyet Rasûlullahtır
‘Selam duâsı’yla başlayalım isteriz yazımıza yine;
‘Aşk olsun. Aşkınız cemâl olsun. Cemâliniz nûr olsun. Nûrunuz ayn olsun.’
Efendim, kaldığımız yerden başlayalım;
“Rûhâniyetten nasipsiz olan, sihri mûcizeye kıyas eder. İkisinin esâsını hile üzerine zanneder.”
Aslında burada sihir, yalan sevdâlar; mucize ise, ilâhî tecellileri anlatır. Sihir ve mucize arasında madde ve mâneviyat farklılığı vardır. Maddeye sevdâlı başka bir deyişle mâneviyat yoksunu insanlar, beyitte bahsedilen iki kavramı ‘hokkabazlık’ gibisinden birbirine benzetirler. Hakikat karşısında nasıl bâtıl yok olursa, mucize karşısında da sihir öyle yok olur. Böyleleri üzerlerine azap ve hüsrânı âdeta kendileri dâvet ederler.
“Hazreti Musa aleyhisselâm’ın zamânındaki sihirbazlar, inatlarından onun âsâsı gibi âsâ tutmuşlardı.”
Hz. Musa aleyhisselam ile Firavun ve onun hokkabaz sihirbazlarıyla ilgili Hz. Kur’an’da kıssa anlatılır. (Taha, 57-76) Bu kıssada Firavunun sihirbazları Hz. Musa ile buluştuklarında baktılar ki, karşılarında zâhiren kendileri gibi bir insan gördüler. Kendileri bir Peygamberle aşık attıklarının farkında değildiler. Sihirbaz hokkabazların her birinin elinde sopalar vardı. Bunların içi civa gibi değişik bir madde ile dolu olduğundan, güneşin de tepede olmasından oluşan sıcaklıkla, sopalarını yere attıklarında ucundan zâhir olarak yılana-çıyana benzer ejderhâlar çıkıyordu. Hz. Musa bu halden korkarak ürktü ama Rabb’i onu ilâhi hakikatle destekledi, O’da âsâsını yere attı. Musa aleyhisselâm’ın âsâsı diğer âsâların hepsini yutup yok etti. Önceleri onlar Musa’daki âsânın aynısı kendilerinde olduğunu sandılar ve O’nun bir peygamber olduğunu, yaptığı işleri hikmet üzere yaptığını idrak........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Tarik Cyril Amar