menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suçlu Ayağa Kalk!

10 0
24.01.2025

Türkiye’de sabaha hüzünle ve insanın canını acıtan çok kötü haberlerle uyanıyoruz. Ülkemiz sanki felâketler yurdu haline geldi! Acıdan adeta kavrulurcasına yanan yüreğime cana can katmak istedim, ama nafile. Can pazarının yaşandığı otel yangınında 79 canın dumandan zehirlenerek ve yanarak ölmelerine can nasıl dayanabilir ki... Bu yangın faciası 85 milyon insanımızı can evinden yaraladı. Şüphesiz “Her can ölümü tadacaktır” (Âl-i İmrân/185).

Vefat eden 79 cana Allah’tan rahmet, yaralı kurtulanlara şifa, geride kalan ailelerine sabır ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.

“Can” nedir bilir misiniz?

Hayat, yaşama, gönül, fert, şahsî varlık, güç, yakın dost. En önemlisi de ölümle vücuttan ayrılan manevi şey. Yâni ruh. İnsanın kötülüğe meyilli tarafı olan nefs: Öz, asıl, cevher, benlik. Sevimli samimî, şirin. Mevlevî ve Bektaşi tarikatlarında dervişler birbirlerine “can” diye hitap ederler. Bir kazada, bir felakette, yaşanan bir facia veya başa gelen bir musibette; “Cana geleceğine mala gelsin” deriz. Mal nasıl olsa yine kazanılır, ama can öyle değildir. Öyleyse bir zarar gelecekse bu can için değil mal için olmalıdır.

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki otel yangını faciasında ebeveynler, çoluk çocuklarıyla birlikte feci şekilde can verdiler. Cehenneme dönen o otelde can havliyle kendilerini pencereden aşağıya atanlar oldu. İnsanları uykuda yakalayan ölümün soğuk yüzünü hiç hissetmeden ölen canlara; ya ne demeli?

Bu tür felaketlerde “can candan tatlıdır” derler. Yâni herkes kendi canını düşünür. Başkalarının karşılaştığı bir durum kendi başına gelmedikçe tabiî sayar, ama kendi başına geldi mi yakınıp sızlanmaya başlar. Bu faciada ekran karşısına geçen yetkililer, daha önce yaşanan, ama ders alınmayan........

© Merhaba Haber


Get it on Google Play