Yapay Zekâ: Korkmak Yerine Anlamaya Çalışmak
Son yıllarda yapay zekâ teknolojilerinin hızlı gelişimi, gündelik yaşamdan iş dünyasına kadar pek çok alanı dönüştürmeye başladı. Bu dönüşüm, bazı kesimlerde heyecan yaratırken özellikle eğitim ve meslek alanlarında ciddi kaygıları da beraberinde getiriyor. “Yapay zekâ her mesleği yok edecek”, “Öğrenciler artık hiçbir şey öğrenmeyecek”, “Üniversite hocaları gereksiz hale gelecek” gibi abartılı söylemler, teknolojik ilerlemenin doğal sürecini gölgeleyen bir panik havası yaratıyor. Oysa bu süreci doğru okumak, korku ile değil yapılan araştırmaları takip ederek bilinçle yaklaşmayı gerektirmektedir.
Son günlerde sosyal medyada viral olan, University of Southern California (USC) örneğinde olduğu gibi akademisyenler, öğrencilerinin ödevlerini yapay zekâya yazdırdığından şikâyetçi. Bazı videolarda “Her şeyi buraya yazıyorsunuz, düşünmeyi unuttunuz” gibi çıkışlarının olduğu görülmektedir. Bu öfke bir yönüyle anlaşılabilir; çünkü kontrolsüz ve bilinçsiz kullanım, öğrenme sürecini gerçekten de zayıflatabilir. Ancak bu durumun çözümü, yapay zekâyı tamamen reddetmek ya da yasaklamaktan geçmiyor. Asıl mesele, yapay zekânın nasıl kullanılacağına dair doğru rehberlik sunmak ve onu bir kopyalama aracı değil, düşünmeyi geliştiren bir destek sistemi haline getirmektir. Günümüz, bilgi ve teknoloji çağıdır. Bu sürecin en önemli aktörleri ise Z ve Alfa........





















Toi Staff
Gideon Levy
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein