Tarık Çelenk yazdı: Terörsüz süreç pozitif bir süreç olmalı |
Terörsüz Türkiye süreci, adıyla müsemma biçimde şu an ilerlemekte. TBMM bünyesinde kurulan komisyon parti raporlarını bekliyor; süreç giderek ciddiyet kazanıyor. Çözüm iradesinin kararlılığı hem Bahçeli’nin sert fakat sistem içi yaklaşımında hem de Erdoğan’ın temkinli iyimser mesajlarında belirgin biçimde hissediliyor.
Ülkemizin Kürtleri süreci kahir ekseriyetle destekliyor olsa da Demirtaş meselesi ve geçmiş acı deneyimler sebebiyle aynı ağırlıkla güven duyamıyor. Bu, psikolojik bir bariyer. Sürecin samimiyetine dair ciddi bir rezerv var. Öte yandan seküler, dindar ve milliyetçi mahallelerimiz de Öcalan, PKK veya DEM’in radikal raporları üzerinden doğal bir “ne oluyor?” kaygısını taşıyor. Otoriter-popülist sandık demokrasisi atmosferi içinde bu sorulara çoğu zaman açık ve rasyonel cevaplar verilmiyor. Bunun yerine “Büyükler işini bilir, biraz sabredin” tarzı üstenci bir siyasal pedagojinin uygulandığı gözleniyor. Sağ mahallede kaygı ve ikna sorunu elbette olabilir; ancak bu da talilik arz ediyor. Zira bu mahalle, nihayetinde ikna olmasa bile güven duyduğu siyasal otoriteye uymayı tercih eder. Son kertede belirleyici olan güvenin kendisidir.
Bu ortamda süreci desteklemeyen, ağırlıkla ulusalcı reflekslerle hareket eden tali muhalefet ise sorunu yalnızca “terör meselesi” şeklinde indirgemeci bir çerçevede ele almayı sürdürüyor. Bu konforlu yaklaşım, tepkisel ve duygusal milliyetçilik üzerinde zahmetsizce sörf yapmalarına imkân tanıyor. Sistem içi kolay avantajlara yöneliyor, gerçek meseleyi tartışma zahmetine girmiyorlar.
Fakat tüm bu tartışmaların ötesinde asıl mesele, sürecin başlangıcından bugüne kadar bilinmeyenlerin açıklananlardan çok daha fazla........