Ruşen Çakır yorumladı: Kürt sorununda İsrail faktörü

Ruşen Çakır, bu yayında Kürt sorununda giderek daha fazla tartışılan İsrail faktörünü tüm boyutlarıyla ele alıyor. Türkiye, Suriye, İsrail ve Kürtler arasındaki karmaşık ilişkiler; SDG, Ankara ve Şam’ın pozisyonları ile Abdullah Öcalan faktörünün sürece etkisi ayrıntılı biçimde değerlendiriliyor.

Ruşen Çakır, Kürt sorununun çözümünde İsrail faktörünün giderek önem kazandığını ifade etti. Ankara ve Şam yönetimlerinin Kürtlerle kurdukları ilişkinin arka planında İsrail hesaplarının bulunduğunu belirten Çakır, bu durumun çözüm sürecini doğrudan etkilediğini vurguladı.

Çakır konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) İsrail’le olası ilişkisinin bölgedeki tüm aktörlerin gündeminde olduğunu kaydetti. Şam yönetiminin kendini güvence altına almak için İsrail’in beklentilerini karşıladığını belirten Çakır, Golan Tepeleri’nin haritadan çıkarılmasını bu duruma örnek gösterdi.

Çakır, Ankara’nın Şam-İsrail ilişkilerinde yumuşak bir tutum sergilediğini ancak Kürtlerin İsrail’le muhtemel temaslarından büyük rahatsızlık duyduğunu aktardı. “Aynı Ankara, Kürtlerin İsrail’le muhtemel her türlü ilişkisinden çok ciddi bir şekilde rahatsız oluyor” diyen Çakır, bu durumun çözüm sürecinin başından beri gözlendiğini ifade etti.

Çözüm sürecinde Abdullah Öcalan’la yapılan görüşmelerin notlarında İsrail konusunun sıkça geçtiğini hatırlatan Çakır, bir görüşme tutanağında Öcalan’ın ağzından 20 kez İsrail kelimesinin çıktığını aktardı. Çakır, Öcalan’ın heyette gelenlere “Bizi hiç aramayanlar aramaya başladı” diyen kişilere hemen “İsrail mi kastediyorsunuz?” diye sorduğunu belirtti.

Çakır, İsrail’in bölgede hegemonik güç olma yolunda önemli mesafe kat ettiğini söyledi. İran’a ve Hizbullah’a vurduğunu, Hamas’ı etkisizleştirdiğini, Yemen’e ve Katar’a saldırdığını hatırlatan Çakır, İsrail’in tarihsel olarak Arap olmayan topluluklarla iyi geçinmeye çalıştığını vurguladı.

“Arap olmayan bir topluluk olarak ve bölgenin dört ülkesine dağılmış bir topluluk olarak Kürtler potansiyel olarak gerçekten İsrail için iyi bir müttefik” diyen Çakır, bu durumun Ankara açısından büyük risk taşıdığını belirtti.

Çakır, Türkiye’nin İsrail’in bölgede güçlenmesini engellemek istiyorsa Kürtleri stratejik ortak yapmasını önlemesi gerektiğini söyledi. Bunun için gözdağı verme ve askeri operasyon yerine Kürtleri doğrudan kazanma yoluna gidilmesi gerektiğini ifade eden Çakır, “Aklın yolu bence bu” dedi.

Ancak bunun gerçekleşmesi için Suriye’deki Kürtlere bazı hakların verilmesi ve bazı konuların kabullenilmesi gerektiğini belirten Çakır, bu eşiğin aşılamadığı sürece İsrail faktörünün devreye girebileceğini kaydetti. Çakır, “Hele Suriye’deki Kürtleri etkisizleştirmek için askeri yollara başvurulacak olursa bu ihtimal daha da artabilir” diye ekledi.

Deşifre: Gülden Özdemir

Merhaba, iyi günler, iyi sabahlar. Ne zamandır yapmayı düşündüğüm bir yayın bu; Kürt sorununda İsrail faktörü. Dün Roj Girasun’la yaptığımız Suriye üzerine yayında da bu konu karşımıza çıktı. Ankara’nın ve Şam’ın Kürtlerle kurduğu ilişkinin hep arka planında bir İsrail faktörü var. Yani Kürtlerin, SDG’nin, ülkenin kuzeydoğusundaki yapılanmanın İsrail’le ilişki içerisinde olup olmadığı, ilişkiye geçip geçemeyeceği üzerine hesaplar hep var. Bu çok şaşırtıcı değil. Fakat Roj’un orada dikkat çektiği bir başka husus var. Şam yönetimi kendini garanti altına almak için İsrail’in........

© Medyascope