Ömer Çeşit yazdı | Bozuk Para: Bir kirin anatomisi

Roman bir fikirsel altyapıyla değil, bir imgeyle başlıyor. Yasmin Zaher’in kahramanı, sırtında duran, ulaşmasının imkânsız olduğu bir noktayı temizlemeye çalışarak kendi kaçıklığına, hatta kendi özüne doğru hareket ediyor. O görünmeyen nokta sadece bedenin parçası değil, aynı zamanda sınıfının kimliğinin, geçmişinin ve istemsiz utancının izdüşümü. Zaher’in anlatıcısı için temizlik yalnızca hijyenik bir obsesyon değil; ruhani bir iç savaş. Bu savaşın ana nesnesiyse Hermès bir çanta.

“Kir, ilk düşündüğüm şeydi.”

Roman bu vurucu cümleyle açılıyor. Bu cümle, anlatıcının hem zihinsel hem bedensel acılarının saklanma çabasını ortaya çıkarıyor. Filistinli bir kadın olarak New York’un tertemiz vitrininin içinde var olmaya çalışan anlatıcı, kendini sürekli gereksiz bir “leke” olarak duyumsar: aksanına, hareketlerine, her tavrına bu leke siniyor. Bu yüzden temizliğe sığınmak zorunda kalır; Mr. Muscle’la, sabunla, CVS’in arka raflarındaki detoks maskelerinin yardımıyla geçmişini temizlemeye uğraşıp durur.

Ama Zaher, bu takıntıyı sıradan bir OKB olarak değil, modern zamanların sosyolojik bir parçası olarak ele alır. Günümüzün “self-care” kültürü, romanda grotesk bir tapınmaya dönüşür: bedenini cilalayan, ruhunu parfümleyen, kimliğini dezenfekte eden bir kadın figürü çıkar karşımıza. Bu kadın figürü, Amerikan rüyasını anlatan filmleri de akla getirir. Güzellik takıntısı, dünyanın bir yanında savaşlar, yıkımlar yaşanırken obsesif bir şekilde insanlara dayatılır.

Romanın başrolünde fetiş bir nesne var: Birkin çanta.

Lüksün, arınmışlığın, statünün ironik sembolü olan bu çanta, kahraman içinse bir tür büyülü sembol. Onunla birlikte olmak, kirli bir geçmişten sıyrılmak, “Batılı” olabilmek ile özdeşleştiriliyor. Hermès mağazalarında elinde parlayan bu çanta aslında karakterin lanetinin bir........

© Medyascope