Nuray Mert yazdı: İslamcı mezhepçilik

Nuray Mert, “İslamcı mezhepçilik” başlıklı yazısında Ortadoğu siyasetinin bilinçli biçimde mezhep çatışmalarına indirgenmesini ele aldı. İran, Suriye ve Hizbullah ekseninin Batı söyleminde “mezhepçi” bir blok olarak sunulmasının tarihsel ve siyasal gerçeklerle örtüşmediğini vurgulayan Mert, özellikle Lübnan örneği üzerinden bu yaklaşımın nasıl çarpıtıcı bir okuma yarattığını gösterdi.

Gündelik konulardan uzak durayım diyorum, dayanamıyorum. Yakınlarda Ekopolitik’te “İslamcılık öldü mü?” başlığı altında yazdığım yazının da gündemden ziyade kavramsal yanını değerlendirmeye çalıştım. Zira, bu zeminde tartışmak daha anlamlı ve önemli. Ayrıca, gündeme dair genel geçer kabullere aykırı bir değerlendirme, her çevre tarafından büyük tepki görüyor, sonuçta maksat hasıl olmuyor, yani klişeler dışında bir tartışma alanı açmak mümkün olmuyor.

Yine de, dedim ya dayanamıyorum. Ortadoğu siyasetinin mezhepçiliğe indirgenmesi ve bu yönde çarpıtmalar konusunda çeşitli vesilelerle yazdım. Şöyle ki, Batılı siyasal söylemler/yorumlar, ABD/Batı ittifakı dışında oluşan İran merkezli “direniş ekseni” denilen karşı ittifakı (İran, Suriye, Lübnan Hizbullah’ı) mezhep çatışması olarak tanımlamakta ısrar eder. Özellikle Irak işgalinden itibaren “mezhepçileştirme” dediğimiz çabalar mevzuya hâkim bakış açısı haline geldi. Batı siyasetlerinin sonuçlarını gözardı etme........

© Medyascope