Nuray Mert yazdı: İfade özgürlüğü ve iktidar – Önce kendinizle barışın!
AK Partisi gücünü tahkim ettiği andan itibaren “ifade, medya özgürlüğü” diye bir şeyin sözkonusu olmadığını ilk tecrübe edenlerden biriyim. Dikkat ederseniz medya özgürlüğü “kalmadı” demiyorum. Zira, AK Partililerin deyimi ile “eski Türkiye’de” de medya özgürlüğü yoktu. Ancak hiçbir siyasi güç mutlak kontrolü elinde toplayamadığı için gri alanlar oluşabiliyordu. Sonrası malum; giderek mutlaklaşan bir iktidar, tekelleşen medya ve sınır tanımaz bir tahammülsüzlük.
Sadece, son olarak Halk TV’ye yönelik gözaltıları, tutuklama olayından söz etmiyorum, geçtiğimiz günlerde, dizi dünyasının güçlü ismi olduğu söylenen menajer Ayşe Barım olayı ile bir baraj daha aşılmış oldu. Önce dizi sektöründe tekelleşme yarattığı iddiası ile gündeme gelen Barım, işin sonunda Gezi olaylarının planlayıcılarından olduğu ithamı ile tutuklandı. Dizi dünyasında neler olduğundan haberim yok, ancak tekelleşme diye bir suç isnadı olamayacağını biliyorum. Nitekim, belli ki, konu bu nedenle Gezi mevzusuna bağlandı.
Malum, iktidar Gezi olayları sayfasını bir türlü kapatamıyor veya verimli bir gerekçe olarak kapatmak istemiyor. Barım olayında da asıl mesele belli ki Gezi olayı değil, bu kez dizi dünyası üzerinden kültür- sanat çevresine yönelik bir hamle. Yok, ben TV dizileri dünyasını sanat-kültür dairesinde gören biri değilim, ortada sanat olmadığı kesin, kültürden kasıt da “popüler kültür” ve onun da bir parçası olduğu “kültür endüstrisi.”
İktidar çevresi bir süredir, “kültürel hegemonya” mevzusu ile meşguldü, hatta Cumhurbaşkanı da, bir konuşmasında “kültürel hegemonya” konusunda başarılı olamadıklarını ifade etmişti. “Kültürel hegemonya” ve “kültür endüstrisi” üzerine uzun uzun yazmak isterdim, ama hiç sırası değil. Zira, gelinen noktada, söz konusu olan daha acil bir konu, iktidarın mevcut “kültürel hegemonya” çerçevesinde gördüğü dizi sektörüne yönelik bir müdahale. Birisi çıkmış, kültür endüstrisine hakim olmak için kaliteli işler üretme yanlısı olan “romantik arkadaşları”nı uyarıyor. Bu alanda da sert kurallar geçerlidir, “parayı veren düdüğü çalar” diyor, Türkiye’nin selameti için “kültür endüstrisinin........
© Medyascope
