Mümtaz’er Türköne yazdı: Terör sona erdi, artık nur topu gibi bir “ulusal sorun”umuz var

Mümtaz’er Türköne, “Terör sona erdi; artık nur topu gibi bir ‘ulusal sorun’umuz var” başlıklı yazısında PKK’nın silahlı unsurlarını Türkiye’den çekme kararının yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu belirtiyor. Türköne’ye göre terörün sona ermesiyle birlikte sorunlar da güvenlik alanından çıkıp siyasetin alanına taşındı.

Tahmini okuma süresi: 6 dakika

“Silahlı unsurların Türkiye’den çekileceği” açıklaması, işlerin yolunda gittiğini gösteriyor. PKK, iktidara kaçacak yer bırakmıyor, çözüme zorluyor. Bu kadar açık oynanan bir oyunda, kimsenin kulağının arkasına yatma lüksü yok.

Duygusal tepkilerle yüklü korkular, endişeler geride kaldı. Umutsuzlar bahanelerini tüketti. Önümüz alabildiğine açık.

Sonbahar yağmurları ile yeniden yeşeren otlaklara yayılan, silah sesi duyulmadığı için gevşeyip yatan karnı tok öküzleri tek tek kaldırıp altlarında buzağı aramanın anlamını artık sorgulamaya başlayabiliriz.

Terör bitti. Yerle gör yer değiştirmediği sürece yeniden başlamaz. Ancak terörün bitmesi, sorunların bitmesi anlamına gelmiyor; terörün sebepleri olduğu yerde duruyor. Terörün baskıladığı ve ertelediği sorunların çok daha fazlası gün yüzüne çıkıyor. Terörle mücadele, bizim devlet geleneğimizin alışıldık donanımı ve becerilerinden biriydi. Devletin varlık sebebiydi. Sorun, şiddet evreninden çıkıp siyasal alana taşınınca otomatik olarak devlet katındaki bilindik araçların hiçbiri işe yaramıyor. Sorular ve sorunlar devlet dediğimiz akıllı varlığın bugüne kadar hiç çalışmadığı ve hazır olmadığı yerden geliyor. Devlet zor bir imtihana giriyor.

Şiddetin yerini siyaset aldığına göre sorunu artık devlet değil siyaset çözecek. Kürt sorunu artık bir şiddet sorunu değil, tepeden tırnağa bir siyasal sorun.

Geçici gündemlerden sıyrılıp, sağa sola kaçan keçileri bir araya toplamak ve durumu olanca gerçekliği ile kavramak için, bu yepyeni siyasal evreyi kuşatacak kavramlara ve tartışmalara ihtiyacımız var. Dört başı mamur bir “ulusal sorun” kavramı ve tartışması gibi.

Tam da Sovyet Devrimi’nin arifesinde, Marksist ideolojinin en yakıcı konularının başında ulusal sorun tartışması yer alır. I. Dünya Savaşı sonrasında “ulusların kendi kaderini tayin hakkı” tartışması üzerinde yükselen ve Milletler Cemiyeti ile ete kemiğe bürünen yeni uluslararası düzen de........

© Medyascope