Mümtaz’er Türköne yazdı: “Siyasete çağrı” |
Meclisteki şu kalabalık fotoğrafın hemen herkes tarafından yanlış yorumlandığını düşünüyorum. Bu yanlış yorumlara, Ruşen Çakır’ın “CHP’nin değerli yalnızlığı” yorumu da dahil.
Bu fotoğrafa anlam yükleyenler Ayşe Barım’ı, Fatih Altaylı’yı o karenin içine yerleştirerek yeniden düşünmeli. Ayşe Barım’ın neden yargılandığını anlamak bile imkânsız. Fatih Altaylı, Ceza Kanunu’nda yer almayan bir suçtan yargılanıyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı dün, 12 yılda 81 bin 481 adet hak ihlali kararı verdiklerini açıkladı. Bu rakam memlekette normal yargı düzeninin işlemediğini anlatıyor. Siyasî davalarda tutuklu yargılamaların yüzde 85’inin beraatle sonuçlanması, asıl bu dehşet tablosunu tamamlıyor.
Ne fotoğrafından bahsediyorsunuz?
Asıl aktüel soru şu: CHP, Cumhurbaşkanını protesto etmek için Meclisin açılışını boykot etmeseydi, o fotoğraf çekilebilir miydi? Yani, Cumhurbaşkanı’nın nazik daveti ile zaten Meclis’te olmayan CHP dışındaki partilerin başkanları ve temsilcileri o kalabalık fotoğrafın içinde poz vermek için Meclis Başkanı’nın odasına davet edilir miydi?
Dikkatli bakıldığında, yokluğu ile CHP’nin yalnızlığı değil, Cumhurbaşkanı’nın kalabalık içindeki hüzünlü yalnızlığı daha ön planda değil miydi? Hiç adeti olmamasına rağmen Erdoğan, o fotoğrafı neden çektirdi? Sebep şu meşruiyet tartışması ile derinleşen yalnızlığı olabilir mi? Yalnızlığı vurgulayan başka bir ayrıntı var: Diğerlerinden farklı Cumhurbaşkanı’nın -ve Bahçeli’nin- oturduğu altın varakları koltuklar. Çok ince bir düşünce ve planlamanın olduğu aşikâr. Peki neyi anlatıyor? Yalnızlık dışında?
Zirveler yalnızlara mahsustur.
Kalabalıklar içindeki yalnızlık, çağımızın en derin ve çok yönlü problemlerinden biri.
CHP, Cumhurbaşkanı’nı protesto etti, karşılık olarak Cumhurbaşkanı bu kalabalık fotoğrafı çektirdi. Demokrasi eksikliğinden, otokratik eğilimlerden şikâyet eden, önde gelen kadroları “tutuklu” yargılanan Anamuhalefet partisi, ezkaza o fotoğrafta yer almış olsaydı, siyaseten yanmıştı.
CHP, mitinglerde topladığı kalabalıklarla yalnız olmadığını gösteriyor. Daha ötesi siyaset yapıyor. Siyaset yapmak, Meclis’in açılışını boykot etmek ve o karenin dışında kalmayı becermekle kanıtlanıyor. Baksanıza fotoğrafta mutlu mesut görünen muhalefet takımı, özür diler gibi mazeretlerini sıralamaya başladılar.
Siyaset böyle bir şey. Demir kapıları zorlayacaksınız. Akla gelmeyenleri yapacaksınız. Kayaların çatlaklarına sızıp orada donarak koca kütleyi parçalayacaksınız. Bir yol açacaksınız. Daha iyi........