menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Müge İplikçi yazdı: Seferberlik çöreği

18 1
10.11.2025

Onu ilk tadışım Samsun’da oldu. Kaldığım otelin lobisinde ziyaretçilere özel olarak hazırlanmış paketlerin içerisinde duruyorlardı, dayanamadım, yanıma aldım. Gün uzundu. Bandırma’yı ziyaret edecekken mutlaka yanımda olsun istedim. Öyle bir his işte. Yanılmamışım! Karadeniz’in kıyısına yanaşmış geminin replikasını gezip, Atatürk’ün o çağrıdaki kararlılığıyla tüm halkı seferber ettiği günlerin somut izlerini ararken, çantamda taşıdığım o küçük seferberlik çöreği bana, hem şimdiki zamanı hem de geçmişi aynı anda göstermişti. Hemen her şey hem yakın hem de kalıcıydı. Çanakkale’den Kurtuluş Savaşı’na uzanan o zor yılların, cephede ve geride sürdürülen direncin hamurla ve elbette mayayla kurulan bir denklemiydi bu. Bu küçücük gemide tarifi saklı tutulan olmuş, maya tutmuştu!

Malzemesi, tarifindeki adımlar kadar anlamlıydı; her bileşen uzun süre dayanmayı, saklanmayı, gerektiğinde ise ayağa kalkmayı öğretiyordu. Bu ülkede kalıcı olmasını dilediğimiz ne varsa -dayanışma, fedakârlık, sabır- hepsi bu çöreğin içinde somutlaşmış gibiydi. Çantamdaydı seferberlik çöreği. Bandırma’yı gezerken, tarihin kültürle nasıl iç içe geçtiğini gel de hissetme!

Elbette gerçek tarifini de araştırdım. Mayası bir gün önceden........

© Medyascope