Mehmet Altan yazdı – Basın Tarihi (5): Atatürk, Kemalizm, demokrasi |
Pazartesi günü Mustafa Kemal Atatürk’ün 87. ölüm yıldönümüydü. İki hafta önce de cumhuriyetin 102. yıldönümü geride kaldı. Bir yüzyıl sonra halimiz ortada: baskı ve fakirlik. “Muasır medeniyetin” çok gerilerindeyiz.
Atatürk’ün hedefi “muasır medeniyet”ti.
Bunu “refah ve özgürlük” olarak somutlaştırabiliriz.
Biz kişi başına gelirde dünyada 61. sırada, demokrasi kriterinde ise 102. sıradayız.
Askeri vesayetten sivil vesayete, “kışla parfümlü” vesayetten “cami parfümlü” vesayete savrulduk…
Cumhuriyeti demokratikleştirmeyen siyasiler ise AB standartlarında demokratik bir rejim peşinde koşanları hep birlikte suçlayıp hedef gösterdi.
Basın tarihi için eski 10 Kasım’ları gözden geçirirken, 28 yıl önce Sabah gazetesinde yazdığım “Atatürk başka, Kemalizm başka, Demokrasi bambaşka” başlıklı bir yazıya rastladım.
O yazıyı 10 yıl sonra bir kez de Star gazetesinde başyazı olarak yayımlamışım:
“Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden bu yana 59 yıl gibi… Çok uzun bir süre geçtiği hâlde Türkiye, Atatürk’ün “tarihsel kimliği”…
Tek parti döneminin egemen ideolojisi olan ve en çok ordu yönetimi tarafından benimsenen “Kemalizm”…
Ve çoğulculuğu temel alan “demokrasi” arasındaki farkları kalın kalın çizgilerle birbirinden ayırmış görünmüyor.
Tabii bu farklı kavramların birbirinden ayrılmamasından medet umanlar da var.
Ancak “demokrasi” ile Kemalizm’i aynı şeylermiş gibi göstermek bizi düzlüğe çıkarmaz, daha derin bir bunalıma iter.
Kriterlerini Türkiye’nin de imzaladığı Paris Şartı’nda bulan demokrasiyi........