Mazlum Vesek yazdı – “Gaz Lambası”ndan yansıyan ekmek ve barış şarkıları: Haygazun Kalustyan |
Gazetelerin kitap ekleri ve kültür sanat sayfalarına 11 yıl önce düşen haber kederli bir heyecanı masaya bırakıyordu. Türk şiirinde geleneğe, kalıplara meydan okuyan Garip şiirinin yeni kuşak şairleri etkisi altına aldığı 1940’larda meğer Ermeni şairler de bu çizgiden etkilenip yol yürümüşler. Yetmedi “Balkıs” (1942) adında bir de ortak şiir kitabı çıkarmışlar. Şairler Türk değil ama şiirler Türkçedir. Ama her nasılsa Türk edebiyatının üstat araştırmacıları dahil hiç kimse bu Türkçe şiir kitabının müellifleri Haygazun Kalustyan (1920-1985) ve Garbis Cancikyan’dan (1920-1946) söz etmemiştir. Neyse ki Yertvart ve Payline Tomasyan bu eserin okurla buluşmasını sağlar. (1)
Bu iki “Garip” şairden Cancikyan çok erken yaşta veremden ölür. Kalustyan ise Cancikyan’ın olmadığı bir dünyada söyleyeceği sözleri bir süre daha söylemeye devam eder. Aras Yayıncılık geçtiğimiz günlerde bastığı “Güzel Şeyler Tesadüf Etsin” kitabıyla Kalustyan’ın hayatını ve şiirini bütünlüklü olarak okuyucuya ulaştırmış oldu.
1940’lı yılların savaş ortamında sesini duyuran Kalustyan’ın bir kitapla yeniden gündeme gelmesi 1948 yılındadır. Kanlı dünya savaşının sonlandığı ve yeni bir dünya umudunun çok daha güçlü olduğu bir ortamda İstanbul Ermeni edebiyatı da sanat alanında kendini var etmeye çalışır. Kalustyan’ın söz ettiğimiz yıl yayınlanan Karüği Lamparı (Gaz Lambası) adlı şiir kitabı Tebi Luys (Işığa Doğru) Yayın Dizisi’nden çıkar. Hem yayınevinin hem Kalustyan’ın kitabının adındaki ışık vurgusu aslında karanlıktan çıkma gayretinin iletisidir. Işığa Doğru’nun ilk yayınında “sanat sanat içindir” fikriyatının çoktan iflas ettiğini ve insanlığın ortak iyilik ve mutluluğunu tesis etme üzere yapılan sanattan yana olduğu yazılıdır. Ve bu görevin kişisel heyecanlarla ve melankolilerle sınırlanamayacağı vurgulanır.
Kalustyan’ın “Gaz Lambası”ndaki şiirler de yıkıma uğramış bir dünyanın ardından barışa, ekmeğe, umuda, aşka ve var olmaya dair söylenen şarkılardır. Şiirlerine baktığımızda en çok kullandığı kelimeler de bunlardır. Şiirlerinin adlarında da en çok ekmek ve şarkı yer alır. “Gaz Lambası” ise onun vazgeçilmez imgesidir. Lambanın ölgün ışığı 20’inci yüzyılın ikinci yarısına doğru giderken hem insanlığın geldiği noktayı ve varılması gereken yeri aydınlatmaktadır. Şairin bu ışığa tutkun olduğu söylenemez. Dünyanın geldiği noktada bu yol göstericinin yetersizliğine işaret etmektedir. Kitapla aynı adı taşıyan şiirde Edison’dan yıllar sonra İstanbul gibi bir şehirde elektrik akımının yokluğunu dizelere taşır........