Etkisi sürüyor: 3 Temmuz 2011’de başlayan “futbolda şike davası”nda neler yaşandı?

3 Temmuz 2011 sabahı başlayan “futbolda şike kumpası” soruşturması, Fenerbahçe’den Beşiktaş’a uzanan gözaltı ve tutuklamalarla Türk futbolunda bir kırılma yarattı. Yıllar sonra bu davanın kumpas olduğu iddiasıyla açılan davada ise binlerce yıla varan cezalar verildi. Bu süreçte yaşananlar, bu sabahki gözaltılarla birlikte yeniden gündeme geldi.

Türk futbolu 3 Temmuz 2011 sabahı büyük bir şok yaşadı. Her şey dönemin özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün talimatıyla başlatıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü koordinesinde yürütülen soruşturma kapsamında 11 ilde operasyon düzenlendi. Aralarında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, Fenerbahçe yöneticisi Şekip Mosturoğlu, Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı, Sivasspor Başkanı Mecnun Odyakmaz, futbolcular Emmanuel Emenike ve Sezer Öztürk’ün de bulunduğu çok sayıda isim gözaltına alındı.

Operasyonun, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nün “8 aylık çalışma” yürüttüğü iddiasıyla planlandığı açıklanmış; “şike yapmak, teşvik primi vermek için organize suç örgütü kurmak” suçlaması dosyanın merkezine yerleşmişti.

Gözaltına alınan iş insanı ve Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sadettin Saran’ın İstanbul’daki Çağlayan Adliyesi’ne getirileceği sırada 3 Temmuz dosyasında yeni bir soruşturma başlatıldı. “Şike kumpası” soruşturmasında kilit noktalarda görev yapan eski TFF Başkan Vekili Lütfi Arıboğan, eski TFF Genel Sekreteri Ebru Köksal, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Ahmet Gülüm ile eski TFF Baş Hukuk Müşaviri İlhan Helvacı, Mehmet Baransu ile irtibatlı oldukları iddiasıyla, “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne yardım” suçlamasıyla gözaltına alındı.

Soruşturmanın ilk günlerinden itibaren dosyanın Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu “2010-2011 sezonu”na yoğunlaştığı görüldü. Bu sezonun ikinci yarısında Fenerbahçe, oynadığı 17 maçın 16’sını kazanarak 22 Mayıs’ta şampiyon oldu.

Emniyet, Süper Lig ve Bank Asya 1. Lig’de “19 maçta şike ve teşvik faaliyeti” bulunduğunu açıklamış ancak maçların tümünü paylaşmamıştı. Kamuoyuna yansıyan maçlar arasında Bucaspor-Fenerbahçe (3-5), Sivasspor-Fenerbahçe (3-4), Eskişehirspor-Fenerbahçe (1-3), Gençlerbirliği-Fenerbahçe (2-4) ve Eskişehirspor-Trabzonspor (0-0) gibi karşılaşmalar yer almıştı.

Bu dönemde Fenerbahçe soruşturmaya ilişkin yayın yasağı talep etmiş, bu talep reddedilmişti. Dosya, telefon dinlemeleri ve çeşitli iddialarla büyürken, operasyonun futbolu “adli bir soruşturmanın nesnesi” haline getirdiği eleştirileri de yükselmişti.

3 Temmuz’u izleyen günlerde gözaltılar ve tutuklamalar arttı.

7 Temmuz’da Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu, Bülent Uygun, Mecnun Odyakmaz, Ümit Karan, Korcan Çelikay ve Serdal Adalı’nın da aralarında bulunduğu 15 isim tutuklanmış, Metris Cezaevi’ne gönderildi.

8 Temmuz’da Aziz Yıldırım, özel yetkili savcı Mehmet Berk’e yaklaşık 9 saat ifade verdi, ardından tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edildi. 10 Temmuz’da Yıldırım da Metris Cezaevi’ne gönderildi.

12 Temmuz’da ikinci dalga geldi, Beşiktaş Asbaşkanı Serdal Adalı ile Beşiktaş Teknik Direktörü Tayfur Havutçu gözaltına alındı; 14 Temmuz’da Adalı ve Havutçu’nun da içinde olduğu 5 kişi tutuklandı.

O dönem gözaltına alınan eski TFF Başkanı Mahmut Özgener 200 bin TL kefalet karşılığında serbest bırakılması talebiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkeme Özgener’i, yurtdışına çıkış yasağı koyarak serbest bıraktı.

Süreç ilerlerken 19 Temmuz’da Fenerbahçe-Beşiktaş arasında oynanması gereken Süper Kupa maçı ertelendi, bu karşılaşma hiç........

© Medyascope