menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Eski “Akil İnsanlar”ın gözünden yeni süreç (17) | Celalettin Can: “Öcalan’ın Meclis’te konuşmasını Bahçeli’den başka kim isteyebilirdi?”

17 1
22.01.2025

12 Eylül 1980 darbesi öncesinde Dev-Genç başkanlığı yapan Celalettin Can, 78 kuşağının öncü isimlerinden. Devrimci Yol-Devrimci Sol ayrışmasında tercihini Devrimci Sol’dan yana kullanan Can, 12 Eylül’de cezaevine girdi. Neredeyse 20 yıl hapis yatan Can kendi kuşağının haklarını savunmak üzere 78’liler Vakfı’nı kurdu. 1987’ye kadar işlenmiş suçlar nedeniyle kamu hakları kısıtlanmış kişilere, haklarının geri verilmesi için hazırlanan yasa teklifinin TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmesini sağladı. 2004 yılında Hak-İŞ Genel Başkanı Salim Uslu ve AKP milletvekili Eyüp Fatsa ile yürüttükleri ortak çalışma sonucu 78’lilerin kamu yasakları ve vatandaşlık hakları meclis kararıyla iade edildi. Halen 78’liler Vakfı başkanlığını ve sözcülüğünü yürüten Celalettin Can, “78’liler Sorguluyor” ve “Merhaba Başkaldırı” isimli iki kitap yazdı. 2013’te 63 kişilik Akil İnsanlar heyetinin İç Anadolu Bölgesi grubunda görev alan Celalettin Can, Göksel Göksu’nun yeni süreç ile ilgili sorularını cevapladı.

Celalettin Can- Her süreçten olduğu gibi bu süreçten de beklentimiz olmalı. Öncelikle ifade etmeli ki bu süreç barış ve çözüm süreci olarak ortaya çıkmadı. Çıkmadı ama hala da böyle bir sürece dönüşmüş değil. Bir süredir Ortadoğu adeta yangın yeri. On binlerce ve on binlerce insan kıyıma uğradı. Denebilir ki kan gövdeyi götürdü. Ortadoğu’da “Alan Temizliği” de denilen bir insan temizliği yapıldı. Bu durmalı, buna bir son verilmeli… Oldu bitti ile de geçiştirilemez… Açılan yaraları adalet duygusuyla sarmalı… Derinliği ve yaygınlığı olan yüzleşme süreçleri oluşturma ile başlamalı… Derinliği ve yaygınlığı olan yüzleşme süreçleri oluşturmalı. İnsanlık buna seyirci kalamaz…

Celalettin Can- Sayın Erdoğan’ın doğrudan muhatap olmaması, az konuşması, onun ‘yaşandı’ farz edilen süreçle ilgili olmadığı, hatta artık ne yapmak istiyorlarsa Devlet Bahçeli ile beraber tasarlamadıkları, ortaklaşmadıkları anlamına gelmiyor.

Kanımca gerçekten topluma yeni bir yön verecek, toplumu geleceğe bir biçimde hazırlayacak bir tasarım, bir toplumsal plan çerçevesinde hazırlık içinde olmadıklarını düşünüyorum. Dolayısıyla Erdoğan sonuçları itibariyle belirsizlik taşıyan bir çalışma, bir şeylere hazırlık görüntüsü ardında yıpranmak istemediğinden, Sayın Bahçeli’yi ön plana çıkarmayı tercih ediyor olabilir…

Öte yandan bilmiyor olabiliriz, gerçekten bir tasarım, bir planlama içindelerse hiç şüphemiz olmasın kendi tayin ettiği zamanda Erdoğan öne de çıkar, her şeyi eline de alır, yürür gider…

Yaşandığı farz edilen şeye gelince… Devletle ilgili olsun, devleti yönetenler olarak kendi açılarından olsun, kanımca asıl sorunların güvenlik ve Suriye’yi kazanmak olduğu kanısındayım…

İsrail’in ABD’nin güdümünde Ortadoğu da alan temizliği bir biçimde sürüyor. Sadece İran-Suriye-Irak’a dönük Şii kuşağın tasfiyesi de değil mesele…........

© Medyascope